Az önce denk gelip izlediğim dizi. ilk bölüm sanırım.
ilk sahnelerin birinde saadet diye bir hanım var mücevher dükkanında çalışıyor ve bir sürprizin parçası oluyor aniden. Buna bir pırlanta yüzüğü çaldığını söylüyor patronu. Bu da yıkılyor, kaç senelik çalışan ve oldukça da dürüst biri kendine yediremiyor, ben hırsız değilimm diye basıyor yaygarayı.
Tam o sırada kapıda bir adam beliriyor. Nişanlısı asrın. 3 gün sonra düğünleri var.
- evet sen çaldın. Diyor. Ve saadet şaşırıyor tabi.
Evet sen çaldın kalbimi, ruhumu, benliğimi. Beni benden aldın..
Gibi çok tatlı laflar ediyor. Mest olmamak elde değildi o sahnede. Yani her şey asrının tertiplediği bir senaryoymuş.
Tabi biz de hayranlıkla, hasetle izliyoz, bize kimse böyle bir şey yapmadı diye.
Bir de bu adamın ortaklık meselesi var bu iş yeri sahabıyla. Tabı kız son derece güvenilir patronda inanıyor damat adayına ve güveniyor.
Sahne değişiyor. Megerse bizim bu damat dolandırıcının teki değil miymiş. Kızı kullanıp iş yerini soymak derdinde adam. Arkadaşlarıyla bunu konusuyor. Arkadaşları hadi len harekete geçelim artık derdinde.
yine mi her şey yalan be bu da kandırıkçıymış, deyiveryorsunuz. Erkek milleti işte.
Neyse..
Sinem kobalı ilk kez bu dizi de beğendim. Ayrıca genç kız elbet, aynı yaştayız biz, yaşlı değil o bi kere.
Oyuncular son derece iyi ama dizi tutar mı bilemicim.
Bu da benim ilk dizi yorumculuğu deneyimim oldu.
Esen kalın.
