neler yapmadık bu vatan için

entry156 galeri
    59.
  1. Aşkın, yaşlılığın ve savaşın ne olduğu; sadece onu yaşarken anlaşılır

    "işin iç yüzü", "işin içinde meğer ne işler varmış", "görüntüye aldanma" gibi deyimler; hem bin bir çeşit dedikoduyla, yorumların sofralarında göbeklenir; hem de belgesel çalışmalarla, yığınlara ne tür yutturmacalar tezgâhlanmış olduğu kanıtlandığında borazanlaşır.
    * * *
    Âşık bir kızın dalıp dalıp gitmesi, sık sık cep telefonuyla balkona çıkıp konuşması; yandaki komşuların dikkatini çekse de, özdeş olabilirler mi o kızın çektikleriyle?
    Kimi:
    - Bizim Muhadder Hanım'ın oğluyla çıkıyormuş, der.
    Kimi:
    - Annesi de galiba göz yumuyor yaptıklarına, der.
    Kimi de:
    - Sözde kaç yıldır fakülteye gidiyor, bir türlü bitiremedi gitti, der.
    * * *
    Kızın ise erkek arkadaşı tarafından yeterince aranmamış olmak, gururuna dokunuyor ve kendisi, yeni bir ilişkiyle bir yandan öç almak, bir yandan da "moralini düzeltmek" istiyordur.
    Cep telefonuyla balkona çıktığında da, kendinde gözü olduğunu sezinlediği bir sınıf arkadaşıyla konuşuyordur.
    * * *
    Orta boylu, gözlüklü ve bir hayli de şişmanca olan ciciannem, evin merdivenlerini inip çıkarken boyuna yakınırdı bacaklarından ve yüzü koyun mindere yatıp, sırtını da bana çiğnetirdi.
    * * *
    Ben ise 6 yaşında, hoşlanırdım ciciannemin sırtını çiğnemekten ve bazen de hafifçe tepinirdim.
    Kadıncağız bağırarak, hemen indirirdi beni sırtından.
    Şimdi çok daha iyi anlıyorum ciciannemin merdivenleri inip çıkarken bacaklarından neden yakındığını ve neden sırtını çiğnetmek istediğini.
    * * *
    Savaşlar da acaba salt bir coşku işi mi?
    Porto'da 'Douro Irmağı' üstünde demir bir köprü var; uzunluğu 353 metre, yüksekliği 60 metre, kemerlerinin açıklığı 160 metre.
    Köprüyü 1877 yılında, sonradan Paris'te adını taşıyacak kulenin mühendisliğini de yapmış olan Gustave Eiffel yapmış.
    * * *
    Kitlelerde zaman zaman alevlenen savaş coşkusuyla, Eiffel'in kendi mesleğinde duyduğu coşku karşılaştırılsa; "var olma ve gururlanma" özlemlerinin tatminleri arasındaki farklar da ortaya çıkardı.
    * * *
    Eiffel'in, "Douro Irmağı" üstünde "Ponte Maria Pia" köprüsünü yaptığı 1877 yılında II. Abdülhamit henüz padişah olmuştu ve Ruslarla son Osmanlı savaşı patlamıştı.
    O yılın istanbul gazetelerinde nelerin yazılmış olduğu, nedense kamuoyuna hiç yansıtılmadı.
    Ve Rus orduları 10 ayda Yeşilköy'e indiler. ingiliz donanması da Marmara'ya girdi.
    II. Abdülhamit Romonof Rusya'sıyla, "Ayastafanos-Yeşilköy" barış antlaşmasını imzaladı.
    * * *
    Sonra bakın neler oldu:
    1- Avrupa'daki "düvel-i muazzama" büyük devletler, Yeşilköy Antlaşması'na karşı çıktılar ve "Berlin Kongresi" toplandı.
    * * *
    2- ingiltere, Kıbrıs'ın -sözde geçici olarak- kendilerine verilmesi koşuluyla Osmanoğulları'nın ülkesine arka çıkacaklarını bildirdi.
    * * *
    3- ingiltere'nin önerisi kabul edildi ve Kıbrıs verildi.
    * * *
    1887-89 arasında Gustave Eiffel, adını taşıyacak ve dünyayı şaşırtarak, kendisine de "demir sihirbazı" adını taktıracak kuleyi somutlaştırıyordu.
    * * *
    Aynı tarihlerde ise ittihat ve Terakki Fırkası kuruluyor ve II. Abdülhamit'i devirme hırsları kabarıyordu.
    * * *
    Geçen yıl ABD'de yapılan bir belgesel film, 2001 yılında Pentagon'a terörist bir uçağın çarpmış olamayacağını da kanıtladı; New York'taki Dünya Ticaret Merkezi'nin ikiz kulelerinin terörist uçaklar tarafından yıkılmadığını da.
    * * *
    Gustave Eiffel'in iktidarı ele geçirmek gibi bir derdi var mıydı, yok muydu; orasını burasını yerle bir ettikten sonra, suçlu uydurma konusunda çeşitli numaralar çeviriyor muydu, çevirmiyor muydu; bilmiyorum.
    * * *
    Sanıyorum ki, "demir sihirbazı" mühendis Eiffel, "var olma ve gururlanma" özlemini kendi mesleksel başarılarıyla tatmin ediyordu.
    * * *
    Bazı yörelerde ise mesleksiz insanlar, aynı tür özlemlerini bir "mevki sahibi" olmakla tatmine yöneliyorlar.
    Oralarda "yönetim saltanatı", "somut bir üretim saltanatı"na ağır basıyor ve kitleleri de olmadık serüvenlere sürüklüyor.
    * * *
    Bu tür "psikososyolojik" bir yapı da, yaşadığı çağla bütünleşemediğinde; -değişen parametrelerin de etkisiyle- farkına bile varmadan, birtakım çalkantılara sürükleniyor ve bir düğümü, modası geçmiş yöntemlerle çözmeye çalışırken, başka düğümlerle karşılaşıyor.
    * * *
    Tüm medyada yankılandığı gibi, dünkü Milliyet'te de şöyle bir başlık vardı:
    "Devlet protokolünde bir Hollywood starı"
    Kim bilir kimlerin göğsü kabarmıştır iftiharla.
    * * *
    Herhalde Kevin Costner'in de kabarmıştır; Cumhuriyet'in 84. yılı bayramının, ABD'deki 4 Temmuz Bağımsızlık bayramlarına hiç benzemediğini görünce...

    çetin altan
    1 ...