yeni bir savaş aracı. insanoğlunun zekasının değil gittikçe daha da beyinsizleştiğinin en büyük kanıtı diyebiliriz bir diğer tanımla. yüzyıllardır akıllanmadan, bıkmadan usanmadan savaşan, kan döken insanoğlu hala kaynaklarını ve teknolojik gelişimini silahlar üstünden yürütüyor.
yapılan bir araştırmaya göre, son 100 yıl içerisinde en büyük gelişimi gösteren sektör savunma ve taaruz araçları. zaten diğer teknolojik gelişmeler de savaşlar için tasarlanmış makinelerin yan ürünleri. mikro dalga fırından tutun da çamaşır makinesine kadar her şey zamanında askeri bir proje olarak başlamış ve geliştirilmiş savaş makinelerinin zararsız uzantılarıdır. bunun yanı sıra öldürme merakı ve sürekli bir işgal hevesinde olan insanoğlu yine her zaman olduğu gibi yatırımını ve öz kaynaklarını yine kan dökmek için geliştirilmiş aletler yönünde kullanıyor.
gelelim son numaramız görünmez tanka. bir arkadaşımızın da dediği gibi görünmez tanka ben de "nah!" demek istiyorum. fizik kurallarını az çok tanıyan herkes şunu iyi biliyordur ki bir cismin görünmemesi için o cismin üzerine düşen her ışık partikülünü absorbe etmesi ve yansıtmaması gerekmektedir. bu durumda o cisim kapkara bir silüet olarak görünür. yani orda bir tank görmesek bile tank şeklinde bir kara kalem çalışmasına tanık olmamız gerekmektedir. teknolojiyi ilerletelim, orda bir karartı da görmüyoruz diyelim. bu durumda cisim tam ya da yarım geçirgen olmalıdır. biz bunu evlerimizde de sıkça rastladığımız "cam" örneğinde de görebiliyoruz. yani bir cisim üzerine düşen ışığı ne yansıtıyor, ne de absorbe ediyorsa ışığı geçiriyor demektir. bu durumda ışık cismin arkasındaki objelere çarpıp döneceğinden cismi değil, cismin arkasındaki objeleri görürüz. bu durumda şu teoriyi ortaya atabiliriz; bu tank tam geçirgen. ancak şu bilgiyi de vermekte yarar var. yeryüzünde katı cisim olarak en geçirgen madde camdır, ki çok salak ya da dalgın olmadığımız sürece, ya da çok fantastik bir temizleyicinin elinden çıkmadığı sürece orda bir yerde bir camın olduğunu görmememiz de imkansızdır. çünkü cam da ışığı %100 geçiren bir madde değildir. biri kısım ışık yansıtılır ki biz de camı görelim, içinden geçmeye çalışmayalım.*
ışığı tam geçirdiğini sandığımız en bir hardcore şey ise havadır. bakınız ne kadar da havayı göremiyoruz. yani insanoğlunun rastlayabileceği en görünmez şey havaymış. akabinde bir ek bilgi daha, havanın da çok küçük olsa bile bir ışık absorbesi vardır. bunu çok yüksek bir yerden delicesine uzak noktalara bakmaya çalıştığımızda ilerisinin sisliymiş gibi, bulanıkmış gibi görünmesiyle test edebilirsiniz.
bir diğer geçirgen maddemiz ise sudur. en geçirgen sıvı olan saf su ise bildiğiniz üzere hem cam hem de havadan kat kat daha az geçirgendir.
demek ki tankımız elimizdeki mevcut maddeler ile cam, hava ya da sudan yapılmış olmalıdır. şimdi hadi açıklamasını yapmışlar diyelim, doğada olmayan bir madde... uzaydan gelmiş olsun bu maddemiz. tam geçirgen ve de bir tank yapılabilecek kadar sağlam olsun. bu durumda şu sorunla karşı karşıya geliyoruz; ulan bu tankı kim kullanacak? neticede tam geçirgen olduğu için aynı maddeden yapılmış kıyafetler bile giyseler bu adamlar dışarıdan bakıldığında bir tank yüksekliğinde uçuşan dal taşak adamlar göreceğiz... ulan hadi tank uzaktan kumandalı olsun, robot kullansın. tankın mekanizmasını birazcık hayal ettiğimizde* bunun yakıtı, hidroliği, cephanesi, patlayıcı maddesi akıllara gelecektir. yani bu öyle bir madde olmalıdır ki, hem yakıt hem hidrolik hem patlayıcı kimyasallar yerine de kullanılabilmelidir.
burdan anlıyoruz ki tankımız bizim sandığımız gibi görünmez değildir. zaten görünmeyen bir maddeyi nerede nasıl işleyeceksin, nasıl monte edeceksin, nereye koyduğunu nerden bileceksin? mantıklı bir şekilde açıklamak gerekirse; bu madde, ışığı fantastik bir şekilde kırmaktadır. ben olsam milyonlarca içbükey tasarlanmış bu maddeyi bir zırh gibi örer tanka giydirirdim mesela. özel bir tasarım ve modelleme ile tanka baktığınız zaman belki tankı göremeyeceksiniz ancak çevredeki cisimleri ordaymış gibi görebilirsiniz. ancak bu durumda da bakış açısı ve ışık gücü önem teşkil edecektir. belki de sadece tepki süresini uzatacak şekilde bir göz yanılgısı oluşturacaktır. ancak inat ediyorum ki görünmezlik diye bir şey olamaz!
elbette bu sadece benim çok fazla asimov, verne ve adams okumamdan da kaynaklı kaba et senaryom da olabilir.
