dış mihrak

entry13 galeri video1
    7.
  1. tükiyedeki muhafazakar kesimin her başı sıkıştığında başvurduğu, eşi bulunmaz mazeret. rahat rahat mazeret diye adlandırıyorum bunu çünkü kendi içerisinde bile çok derin çelişkiler barındırıyor bu iddia.

    dış mihrak diye bir şey yok mudur? muhakkak vardır. abdde israil lobisi pek ala dış mihrak olarak gösterilebilir mesela. abdde sadece israil lobisi mi var? elbette hayır. neticede ermeni lobisi de var, türk lobisi de var, ne ararsan var. fakat dikkat ederseniz, bunlar abd onlarla aynı çıkarlara sahip olduğu müddetçe güçlüler. israilin kurulması sürecinde çok çok büyük rol oynamış olan siyonistler, ingiltereyi arapların karşısına dikilip israili savunabilmek konusunda yeterince ikna edemediler. sonunda da ingilizler onları dört tarafı arap düşmanlarla çevrili bir halde terk etti.

    şimdi almanyada sayıları milyonları geçen türklerin bir dış mihrak olarak kabul edilmesi mümkün değil midir? pek ala mümkündür. hele senin cumhurbaşkanın, başbakanın almanyada mitingler verirken merkelin en ufak bir türk sorununda çıkıp da "bunlar hep dış mihrakların oyunları, türkiye lobisinin oyunları, mesutun bizi seçmesine tahammül edemediler, dünya kupasındaki başarımızı kıskandılar" diyemez mi? herhalde diyebilmesi lazım.

    ama politik açıdan tüm bunlar birer acizlik belgesidir. çavuşesku da her fırsatta dış mihraklardan bahsederken aslında farkına varmadan kendi acziyetini ortaya koyuyordu. neticede bir ülkenin halkının önemli bir kısmı, bir takım dış mihrakların oyununa gelerek kendisi için bir takım hak ve özgürlükler talep ediyorsa, hükümet ise bu taleplere cevap veremiyorsa, artık bu sorun bir dış mihrak sorunu olmaktan çıkmış, o ülkenin iç meselesi haline gelmiştir. fransızlar fransız ihtilalini, ingilizlere karşı yardımda bulunmak için gittikleri abdde gördükleri gelişmeleri taklit ederek yaptılar. yani diyebiliriz ki amerikalıların ingiltereye isyan etmesinde hem fransa (bir dış mihrak olarak) rol oynamıştır, hem de aynı fransızlar abdde gördüklerinin neticesi olarak kendi ülkelerinde başlayan bir devrim hareketinin kıvılcımını çıkarmışlardır.

    bu demek değildir ki bu insanlar dış mihrakların oyununa geldiler. hayır. britanya krallığının amerikayı zapt edecek bir meşruiyeti kalmamıştı. benzer şekilde fransız kralının da fransız halkını yönetecek gücü ve takati kalmamıştı. bu saatten sonra tüm bu olan biteni dış mihraklara bağlamanın anlamsızlığı ortada değil mi?

    ülkeler elbette birbirlerinden etkilenirler. bir türkün fransada gördüğü bir sistemi türkiyede de görmek istemesinde bir sakınca yoktur. öte yandan aynı şahıs, bu taleplerini kabul ettirebilmek için fransadan açık bir destek alıyorsa ve ülkede çeşitli provokasyonlarda bulunuyorsa, hem bir yandan bu taleplere karşı oluşan kamuoyu baskısını uygun şekilde dindirmek, hem de provokasyona sebep veren yapıları çökertmek bu ülkeyi yönetenlerin görevidir. bu yüzden biz onlara "yönetici" diyoruz.

    "dış mihraklar izin vermiyorlar ki belimizi doğrultalım." bu yakarış aslında acizliğin itirafıdır. osmanlı devleti kurulduğu tarihten itibaren çok yoğun bir dış baskıyla karşı karşıya kalmıştı. tebaasında neredeyse müslüman nüfus kadar ortodoks hristiyan varken bile ortodoksların önderi olan bizansa ve konstantinopolise savaş açabildi. ve muvaffak da oldu. sonrasında o ortodoks hristiyanları devlete bağlı tutma konusunda da muvaffak oldu. zaten bu şekilde güçlü devlet olursunuz.

    bu bakımdan "biz çok güçlüyüz" söylemleriyle "dış mihrak" söyleminin yöneticilerimiz tarafından kullanılma sıklığının aynı dönemde artması çok yaman bir çelişkiden ibarettir.
    0 ...
  1. henüz yorum girilmemiş
© 2025 uludağ sözlük