bir türkiye partisi olma, sadece belli bir coğrafyaya değil, bütün türkiye'ye hitap eden bir siyasi parti olma iddiasıyla ortaya çıkan ama türkiye partisi olmaktan anladıkları tek şey türkiye'nin tüm şehirlerini yakıp yıkmak, terörize etmek olanların oy verdiği bir siyasi parti olmaktan öteye asla geçemeyecek olan bir siyasi parti. ellerinde, ünlü kürt düşünürü abdullah öcalan denen imralı midaviminin posterleriyle dolaşıp "barış, kardeşlik, demokrasi" demeleri de ayrı bir kara mizah konusu bence.
özeleştiri yapmaları gerekirken, türkiye sınırları dışında olan kobani'yi ülkenin iç siyasetine alet ederek koskoca türkiye cumhuriyeti'ni çözüm sürecini bitirmekle tehdit ediyorlar. hem "türkiye kobani'ye yardım etsin, sessiz kalmasın" diyorlar; hem de tezkereye hayır deyip "bu bir savaş tezkeresidir" gerekçesiyle yarıp koparıyorlar. türk askerinin suriye topraklarında tampon bölge oluşturması seçeneği için "başka ülkenin topraklarına bu şekilde girmek işgaldir" diyor hepsi, ama öbür taraftan o "başka ülkenin" toprağı olan kobani için türkiye'den yardım istiyorlar. yahu bu nasıl bir paradokstur. 200 bin kobanili şu an topraklarımıza sığınmışken, daha başka nasıl bir yardımda bulunacak türkiye ben anlamadım. mesela pkk'nın suriye koluna ya da doğrudan pkk'ya silah mı verecek? pkk'nın türkiye topraklarından kobani'ye geçmesine izin mi verecek türkiye? ayrıca, "katliam olacak" diyorlar kobani'de. lan kobani'de sivil halk mı kaldı ki katliam olacak. bu nasıl bir şerefsizliktir la.
--spoiler--
türkiye ypg'ye silah göndermek için koridor açsın
--spoiler--
tezkereye hayır gerekçeleri "bu bir savaş tezkeresidir" olan bu siyasi partinin eş genel başkanı selahattin demirtaş söylüyor bunu. e hani tezkere savaş tezkeresiydi selahattin reyiz? tezkereye "savaş tezkeresi" diyerek hayır oyu verirken, türk askerinden silah yardımı istemek nasıl bir yavşaklıktır, nasıl bir iki yüzlülüktür yarabbi.
pazartesi gününden bu yana da "kobani'ye destek yürüyüşleri" adı altında sokak eylemleri için kitleleri sokağa dökmüş durumdalar.ülkemiz sınırları dışında olan kobani'ye destek olmak için düzenledikleri gösterilerde memleketin dört bir yanını yakıp yıktılar, terörize ettiler ve devam da edecek gibi görünüyor bu gösteriler. kürt kenti de olsa, nihayetinde sınırlarımız dışında olan bir kent için bu kadar üzülüp kendi ülkelerini kobani'ye döndürmek için çabalamak ve sonrasında da barıştan, kardeşlikten; çözüm sürecinden bahsetmek nasıl bir kafa yapısında olduklarını gösteriyor bu siyasi hareketin. yemin ediyorum, en mülayim insanı bile çileden çıkartacak derecede yüzsüzce ve şımarıkça hareket ediyorlar ve de sokak eylemlerinden en ufak bir sorumluluk bile hissetmiyorlar.
bunu da, hayat tv'de konuşan bir katılımcıdan duydum. meğer kobani eylemlerini polis provoke etmiş, hep polis, ülkücüler ve hizbullahçılar saldırmış da kürtler de kendilerini savunmuş. e yuh amk. yani gel de küfretme böylesine aptalca ve sokakları terörize edenleri sütten çıkmış ak kaşık gibi gösteren yüzsüzlere.
içi dolu ya da boş olan otobüslerin taşlanması, molotof atılarak yakılması,
benzinliklere molotof atılması,
atatürk büstlerinin parçalanması, yakılması,
türk bayraklarının indirilmesi, yakılması,
içi müşteri dolu marketlerin ateşe verilmesi,
ambulansların, özel araçların yakılması,
bankaların ve işyerlerinin taşlanması yakılması polisin müdahalesinin ardından olmuş hep. polis herhangi bir müdahalede bulunmasaymış hiçbir olay yaşanmayacakmış... ayyy canım yaaa kıyamam ki ben size.
insanların hassasiyetlerini hiç umursamadan yakıp yıkacaksınız, hayatı felç edeceksiniz; sonra da akıl almaz bir yüzsüzlükle "kürtlerde derin bir kırılma oldu" diyerek tüm suçu başkalarına atarak bu vahşetten kendinizi sorumlu hissetmeyeceksiniz. yok böyle bir yavşaklık. çok merak ediyorum ben, acaba polis nasıl bir tutum izlemeliydi tüm bu gösterilerde? sokakların terörize edilmesine, binaların taşlanmasına seyirci mi kalacaktı. ayrıca, izmir karabağlar'da içi müşteri dolu olan bir market yakılırken ortada ne polis ne de itfaiye vardı. olaylarda hep başkalarını suçlayacağınıza, yakıp yıkarak ortalığı yangın yerine çeviren kitlenize bir tepki gösterin amk bir kere. öyle "kınıyoruz" gibilerinden şebekçe söylemlerle de değil, çıkıp eylem koyun bu yakıp yıkanlara. eğer gerçekten barış istiyorlarsa, bu isteklerinde samimilerse bunu yaparlar.
--spoiler--
kobani düşerse ülkede bir iç savaş çıkabilir
--spoiler--
bunu da, bu partinin eş genel başkan yardımcısı ayhan bilgen söylüyor ve bu cümlesinin ardından da siyasetçilerin sorumlu olmaları gerektiğinden bahsederek temel fıkrası tadında önerilerde, söylemlerde bulunuyor.
keşke, türkiye topraklarında istedikleri özerkliği suriye topraklarında elde eden kürt kendi kobani için seslerini yükselttikleri kadar, kurşuna dizilen, yerlerinden edilen türkmenler ve ezidiler için de bu kadar gür sesle insan hakları savunucusu olsalar.
ayrıca, kürt siyasi hareketinin abdullan öcalan'a bu kadar göbek bağıyla bağlı olmasını da anlamış değilim hala. silahlı mücadeleyi tamamıyla terk edip siyaset yoluyla mücadele edecek bir kürt siyasi hareketi neden doğmaz, neden bunun için cesaretli kürtler ortaya çıkmaz bunu da hiç ama hiç anlamıyorum. ellerinde silah olanlar mı yön tayin edecek hep kürt siyasetine? canları sıkıldığında isim ve tabela değişikliğine giden bu siyasi hareketin dışında bir kürt siyasi hareketi-elbette örgütle arasına net olarak mesafe koyacak- geliştiği taktirde belki barış gelebilir o coğrafyaya. ama sürekli tehdit eden ve terör örgütünün siyasi uzantısı olmaktan öteye geçemeyen bu parti ve ona bağlı çeşitli fraksiyonlarıyla barış biraz zor gelir. zaten bu siyasi hareketin isteğinin barış olduğu da şüpheli ya neyse. zira tehdit ederek barış istenmez.
son olarak; şehit cenazeleri pkk saldırılarıyla değil de kazalar(!) sonucu geliyor diye barış geldi sanan sığırlarla, gezi eylemleriyle kobani eylemlerini aynı kefeye koyan kıt zekalıların geçmiş bayramlarını kutlar; ebelerinin o mübarek ellerinden öperim. bu yazıdan sonra "ırkçı, kafatasçı" deme ihtimali olan akıl fukaralarının da alayını götünden silkeyim. peşin peşin yazayım ki sonra ergen demesin kulaklarını silktiğimin zibidileri.