pontus soykırımı

entry11 galeri
    7.
  1. Anadolu'da yaşayan her Hristiyan'ı rum sanmak Rum ittihad-ı Milli Cemiyeti'nin Yunanistanın ve rusyanın siyasi ve silah desteği ile anadolu'da yaşattıkları katliamları görmezden gelen andavallara yakışan bir durumdur.
    Anadolu'da yaşan bizanslı rumlar türk Hristiyan nüfusu ile yan yana getirildiğinde tabiri caizse bir elin beş parmağını geçmeyecek kadar az olduğu anlaşılıyor.

    Fener Rum Patrikhanesi sayılarını çok göstermek için giriştikleri silahlı eylemlerin yanında Amerika'ya Yunanistan'a ve Adalara göç etmiş olan Rumların tekrar Anadolu'ya getirmesi'de bu durumu kanıtlayan ayrı bir faaliyettir.

    Ama Türkler pontus soykırımı yaptı bu insanlar nerede diyenlere en güzel cevabı Ortodoks Türklerin ruhani liderlerinin Fener Rum Patrikhanesine çekmiş olduğu telgraflar ve dış basına vermiş olduğu demeçler olacaktır.

    Safranbolulu Ortodoks Türkler yayınladıkları ve Fener Rum Patrikhanesi'yle olan görüş ayrılıklarını belirttikleri telgraflarında aynı mezhepten oldukları fakat kendilerine felaketten başka bir şey getirmeyen patrikhanenin faaliyetlerinden son derece rahatsız olduklarını bu sebeple Ortodoks Türklerin ayrı bir patriklik tesis ederek birlik oluşturmak istediğini bu fikre
    Anadolu'daki birçok Rum'un da katılacağını belirterek din birliği olmasının yanında Türk kimliklerine de vurgu yapan şu sözleri söylemişlerdir .

    '' Menşe', adet, ananat ve lisan itibariyle Türk olan bizler, şimdiye kadar "Pan Elenizm" amalinin husulüne has mesai eden istanbul Rum Patrikliğinin taht-ı tazyik ve tesirinde kaldık milliyetimizi izhar edemedik. Filhakika sahaif-i tarih tetkik edilecek olursa ezmine-i mütekaddimede Ortodoks mezhebini kabul etmiş Türk olduklarında şüphe kalmayan ve fakattazyikat-ı maruzadan dolayı Rum namı altında yaşayan kardeşlerimizden mezkur patrikliğin teşvikat ve telkinatına tabi olan, ara sıra yanlış yolara gidenler de oldu. Buna rağmen bizler yine Türklerden, Türkiye hükümetinden daima adil ve şefkatle muamele gördük. Bundan sonra da Pan Elenizm amal ve cereyanlarına katiyen tabi olmayarak aslen kardeşlerimiz
    olan Türklerle mes'ud ve müreffeh bir halde yaşamak arzusundayız. Anadolu'da bulunan ırkdaşlarımızın amal-i perverde ettiklerine şüphemiz yoktur..." bu telgraf istanbul basınında da yankı bulmuş, "Anadolu Rumları
    ve istanbul Patrikliği" manşetinde ayrılık isteği belirtilmiştir.

    telgrafta Rum Patrikliğinin zararlı faaliyetlerine katılmayacağını bildiren safranbolu'da yaşayan 2.749 Ortodoks Türklerin adına Kırımlıoğlu Hristo, Bazı kariyesi Muhtarı Yorgi, Kilise mahallesi muhtarı Yermanos, Papaz Dimitri, Kilise Heyetinden Dimitri
    Kemikçioğlu, Hanyar mahallesi muhtarı Vasil, Kırkakan mahallesi muhtarı Ekmekçioğlu Anastas, Dolambaş mahallesi muhtarı Vasil ve eşraftan Çerkiroğlu istavri, Kıratoğlu Hacı Yovan, Ekmekçioğlu Yovan, Şerbetçioğlu Mihail imza atmıştır .

    ısparta'da yaşayan Ortodoks Türkler çektikleri telgrafta din adamlarının bile türklerden seçilip yetiştirildiğini yazmıştır.

    Yine sözde pontus cumhuriyetine eklemek istedikleri samsunun' havza piskoposunun yazdığı telgrafta Patrikhanenin zararlı faaliyetlerinden söz etmiştir. Gümüşhacıköy reisi ise Hristiyan çoğunluğun Türklerin oluşturduğunu rumların azınlık olduğunu yazmıştır.

    ''"Hükümet, matbuamız ve islam vatandaşlarımız nazarında sıkıntıya sebep olan istanbul Patrikhanesinin hilaf-ı salahiyeti siyasi ve idari şekillere kadar çevirdiği nüfuzu ruhaniyesi'nin üzerimizden atıyoruz." demiştir. Gümüşhacıköy reisi ruhaniyesi de telgrafnamesinde Türk kimliğine vurgu da bulunarak " Bugün Anadolu'da asırlardan beri yaşayan Rumlar aslen Selçukilerden olup, Hıristiyanlığı kabul etmiş has Türklerdir." demiştir. Kayseri ve Tosya'dan
    gönderilen telgraflarda da ayrı bir patrikhanenin kurulması gereği belirtilmiştir.

    Bunların dışında Konya Türk Ortodoksları adına Papa Nikola Avrupa ve Amerika Dış işleri bakanlarına çektiği telgrafta Türk olduklarını Türkiye'de yaşamak istediklerini belirtmiştir.

    "Biz aşağıda imzaları bulunan Konya Türk Ortodoksları, yedi asırdan beri ecdadımız Türk tabiyetinde huzur ve rahat
    içindeyiz. Hiçbir müdahale olmaksızın kardeş ve vatandaş olarak yaşamaktayız." diyen Nikola, Yunanistan ve istanbul Fener Patrikhanesinin sözde Anadolu Hıristiyanlarının zulüm gördüğüne dair olan iddialarının asılsız olduğunu belirterek yine aynı telgrafta " Bunlar Türklerle bizim çok eski olan dostluğumuzu soğutmak içindir. Biz bu memleketten ayrılmak arzu
    emelinde değiliz. Ecdadımız burada yaşadı, evladımız da Türklerle beraber yaşayacaktır."

    yine keskin Metropoliti olan Papa Eftim o günün gazetelerde de yayınlanan bir bildiri yayınlamış oda rumların çoğunlukta değil türklerin çok olduğunu yazmıştır.

    ''Anadolu'da bizim örf ve adetlerimiz hilafında bir kanun yoktur. Kanunlarımız örf ve adetlerimize göre tanzim edildiği cihetle bize yabancı değildir. Fener Patrikhanesi Anadolu Hıristiyanlarının selametinin nerede olduğunu düşünerek, Avrupa siyasilerini propagandalarla yanlış yola sevk ettiklerini bütün delilleriyle ve açıklıkla gösterebiliriz." demiştir. Türk ordularının kazandığı başarılarına siyasi başarılarını da eklenmesi üzerine faaliyetlerini artıran Fener Patrikhanesi hakkında sürekli uyanlarda bulunan Papa Eftim, Avrupa'nın müdahalelerinin de olması sebebiyle Hakimiyet-i Milliye gazetesine bir beyanatta bulunmuş bu beyanatında.

    '' Şimdiye kadar Osmanlı işlerine müdahale vesilesi olmuş olan bu Hıristiyanlık meselesini Türkiye Büyük Millet Meclisi halic hükümeti göğsünden budamalıdır. Çünkü, burada Avrupa'nın himayesine muhtaç bir ırk değil, onlardan gölge etmemelerini isteyen bir Hıristiyan- Türk kardeş ırk vardır." demiştir

    Yine Eftim efendi Rumların Türk düşmanlığı içersin de olduğunu kiliselerde bunun işlendiği anlatan bir yazıda kaleme almıştır.

    1826 tarihine kadar Fener Patrikhanesinin aile ocaklarında, kiliselerde gizli gizli yaşattığı Türk düşmanlığı o tarihten sonra hariçte, bir siyasi destek bularak isyan şeklinde meydan almıştı ki, işte Anadolu Hristiyanlarına bundan sonra Yunan Metropolitler musallat olmuştur. Bir asırdan beri iki nesil değiştiği ve bunlar Osmanlı Hükümeti'nin geçirdiği bu
    kadar inhilallerden istifade ile Anadolu Türk Hıristiyanlarını ruhen, cismen tahakküm ve nüfuzları altına aldıkları halde acaba Anadolu Hıristiyanlarının milli vicdanını, milli dehasını, milli dinini bozabilmişler
    midir. demiştir.

    Sonuç olarak anadolu'da yaşan Hristiyanların büyük bir kısmını türkler oluşturduğu anlaşılmaktadır. pontusculara gelince kimisi nüfus değişimi sırasında Yunanistana kimiside girdiği ihanet çemberinde boğularak gebermiştir.
    kimse evine gelen hırsıza müsamaha göstermez kaynak göstermeden şu kadar pontuscu gebertiniz diyenler namusuna el uzandığı taktirde ne yapacaktır ? onlar bu durumu hoş görü ile izleyip zevk alamaya baksa da türk milletinin geninde böyle aşağılık bir gen mevcut değildir. Türk milleti gerekeni yapmıştır.

    KAYNAKLAR
    1 Başbakanlık Cumhuriyet Arşivi: 30.18.1.1 ./10.37.1
    2 Gazeteler
    Hâkimiyet-i Milliye, 18 Kasım 1921, 17 Mart 1922, 13 Mart 1922, 18 Nisan 1921,
    1 Mayıs 1921, 16 Haziran 1921,7 Kasım 1921, 9 Kasım 1921,30 Kasım 1921,
    22 Aralık 1921, 28Aralık 1921, 27 Aralık 1921,60cak 1922, 10 Ocak 1921, 15
    Mayıs 1921,13 Ocak 1922
    ikdam, 2 Aralık 1921, 26 Aralık 1921, 30 Aralık 1921, 31 Aralık 1921, 3 Mayıs
    1921
    Tanin 31 Aralık 1922, 23 Temmuz 1923
    Vakit, 3 Mayıs 1921,13 Mayıs 1921,7 Haziran 1921, 30 Aralık 1921
    3. Kitaplar ve Makaleler
    ANZERLiOĞLU, Yonca, Karamanlı Ortodoks Türkler, Ankara 2003.
    27 Bilal ŞiMŞiR, Lozan Telgrafları (1922-1923) I, Türk Tarih Kurumu yayını, Ankara
    1990, s.296-297. 28 Hâkimiyet-i Milliye, 13 Ocak 1922 29 Başbakanlık Cumhuriyet Arşivi: 30.18.1.1 ./10.37.1

    Ek olarak :Ankara Üniversitesi Türk inkılâp Tarihi Enstitüsü Atatürk Yolu Dergisi
    35-36 sayılarında Yrd. Doç. Dr. ibrahim ERDAL'ın yazmış olduğu yazılara bakabilirler.
    0 ...
  1. henüz yorum girilmemiş
© 2025 uludağ sözlük