74.
-
"bilmez misin bu evlerin özgürlüğü mezarlardır
üç renkli bir kefene sarılır rüyaları.
harflerden ve taşlardan bir gelecek ağıdı
herkes dağlardan bir kandile pervanedir burada.
ölüm korkudan merhametli, diyor, avuçları toprak
içinde soğumuş bir tanrı, tükenmiş namazlar kılıyor.
kar yosunları, dişbudaklar, yaban cevizleri
evlerin pencerelerine üşümüş fotoğraflar getiriyor.
halkın kirpiklerinden bir beşikte çocuklar
üç zamanı birden büyüyor katillerine gülümseyerek
beyaz tülbentlerinde siyah zamanlar
kadınlar çaresizliğin cenazesini kaldırıyor.
ölüler son nefesleriyle karları tutuşturarak
üniformalı bir sokağa çıkıyor dağlardan soğuk.
ben sana geliyorum, ters lale, yedi göller, zeytin acısı
her sözünle o çocuklar yeniden doğuyor ağzından.
- * -