kadından kadına farklılıklar gösterebilecek hadisedir. her kadın bir olmadığı gibi, her erkekte bir olmaz. bu yüzdendir ki kadını kullanacak beyin erkekte olacağından dolayı, zeki ve karşısındaki kadını tanımış bir erkek her zaman kendi kadınını kullanma kılavuzunu, ona istediklerini yaptırma, anlayabilme, zamanında anlamasını sağlama, sağa sola bakmamasını öğretme, sadece ve sadece benim olsunculuk gibi şeyleri yaptırabilen erkektir. bu tür şeyler heryerde kişinin karşısına çıkan temel sebeplerdir. doğruluğu veya yanlışlığı kişinin kendi içinde araması ve bulması gerekir.
eğer ki şartları kendi koşmaz, kurallarını koymaz, ipleri kadına bırakır ve " ben kadınları kullanma kılavuzu istiyorum " derse, hayatının sonuna kadar kendini pişmanlık duyguları içersinde buluverir. her erkek kadınına gerekli sevgiyi aşılayıp, gerekli hassasiyeti gösterirse belki o zaman kadınları anlamaya gerek bile kalmaz. kadınlar her ne kadar anlaşılamaz varlıklar gibi görünse de halbuki durum asla böyle değildir. basittir kadınlar, sadedir. bir çift göz, kaş, el, ayak, burun ve en önemlisi kalptir. sendeki kalp ondada vardır merak etme. gerektiğinde kalbi olduğunu yüzüne haykırırcasına belli eder.
anlaşılmayı değil her zaman karşısındakini anlamayı seçerler. yok ben kendimi ifade edemem diyorsanız o zaman karşınızdaki insanı da anlamaya çalışmayın efendim. atalarımız ne güzel söylemiş; ne ekersen onu biçersin diye. her şeyi devletten beklemek doğru mu sanki? madem ki kılavuz istiyorsun, al eline bir parça kağıt, bir tane kalem otur yazmaya başla. kolay gelsin..