gündeste

entry83 galeri
    36.
  1. dokuzyüzyetmiş sonbaharı çocuk
    altıbuçuk ekim
    civciv'leyim
    donanma cemiyeti çay bahçesi
    öpüşmelerle ayakta duran yağmurlu gece
    yıllar sonra erdim ki işte buydu aşk
    civciv kazanamaz sınavı
    gidecektir izmir'e everilmek için eniştesinin kardeşiyle
    kurtarmak için çatırdayan evliliğini kız kardeşinin
    ablasını çok sever gidecektir izmir'e
    kal diyorum kalırsan karım olursun
    bu duyguyu ilk duyuyorum
    karım diyorum
    bu sözcüğü kendi ağzımdan ilk duyuyor kulaklarım
    birdenbire tanıyorum aşkı delirmek üzereyim
    meğer aşk bu
    denizi doldurmak için dökülmüş beton direklerin üstündeyiz
    sırtımıza güneş doğdu
    akademinin hademesi çöpleri döktü denize
    öpüşe öpüşe bulduk istanbul'un yitirilmiş sabahını
    bir baktık ki gün olmuş
    kız kulesi şakırdıyor su üstünde
    civciv'in ablası piliç gelir izmir'den
    otururuz konuşuruz
    civciv bizans'ta kalacak iş bulunacak ev bulunacak
    gelecek yıl yeniden girecek sınava kazanacak
    civciv bana emanet der yoksul
    ve fakat yoksuldur ödeyemez çay parasını
    varımız yoğumuz aşkımızdır
    bir karadeniz türküsünün bittiği yerde biz başlarız
    kalkar gider büyük gözlü balıklar tabaklarımızdan
    geçmişi katar esrikliğimize hiç durulmayan anason
    üşümüş bademleri getirir çok üşümüş adam
    yıllar sonra erdim ki işte buydu aşk
    kim biliyor o sıralar
    paris'e uçak diye düşerek şak diye ölecek civciv
    civciv gidecektir ama gene gelecektir
    ramazanın başladığı gün başlayacaktır aşkın orucu
    bu dördümüzce de bilinmektedir
    ramazana çeyrek kala altıbuçuk ekim
    konak sinemasında buhranlı günler
    yağmur ile çıkarız sinemadan
    civciv uğur hasan
    yokuşlardan mokuşlardan ineriz mekteb-i nefise'ye
    orasıdır evimiz
    şemsiyeler açarak öpüşürüz sokakların ortasında
    yıllar sonra erdim ki işte buydu aşk
    civciv benim ben civciv'in bekçiler ne karışır
    on liraya teskin olur bekçiler
    sabah olur çayı bile içemez çatlamış dudaklarımız
    orta yerimize ince ilmiklerle bir gönül dokundu
    dokunmayınız
    (Gündeste, 1986)

    Ferhantoloji, s.47-48
    3 ...
  1. henüz yorum girilmemiş
© 2025 uludağ sözlük