üniversite 2. sınıfta idim. üniversiteleri dolaşır , arkadaşlarımla çeşitli aktivitelere katılırdım. yine bir gün üniversite de akademik kariyer adlı bir seminere katılmak üzere bilkent e gidecektim. güney kapısına girdim ( ana giriş ) servisi bekliyorum ki gelip güzel sanatlar fakültesinin oraya bıraksın. birden bir mini cooper yaklaştı. durakta 3 kişiydik. bir ben bir de çift sevgili. arabadan gelin götüreyim sizi yukarıya tarzı bir işaret oldu. ben öne bindim.oturduk. teşekkür ederim dediğimde gördüğüm insan 1.65 boyunda yeşil gözlü, orjinal sarışın, kafasında şapka takan bir bayandı. sola sinyal verdi yürümeye başladık. rica ederim arkadaşlar dedi. "rica ederim" bu sözü ankara da duymayalı ne kadar uzun zaman olmuştu. araba kullanmıyordu artık araba ile dans ediyordu. çiftler eee nin orada indiler. beraber gidiyorduk. hayat gerçekten güzeldi bana o an. siz nereye gidiyorsunuz hocam dedi. güzel sanatlara gidiyorum seminere dedim. ben de gidiyorum dedi. * ne güzel dedim. ama seminere değil, dersim var dedi. bilkent senfoni orkestrasını dinliyor musunuz dedi. çok arzuluyorum dinlemek ama imkanım olmuyor maalesef dedim. dinlerseniz sevinirim. biz de arkadaşlarımızla çalıyoruz dedi.
tabii ki dinlemek isterim dedim. ama size nasıl ulaşabilirim dedim. mail adresini verdi. kaydettim. "müsadenizle " şimdi aracı park etmeliyim dedi. içimden al ömrümü al diyesim geldi. tabii ne demek , ben unknown tanıştığıma memnun oldum dedim. ben de x dedi. görüşmek üzere diyerek ayrıldık.
edit: imla.