bizim yaşımız küçüktü o zamanlar, ama bayram
öncesi heyecanımız büyüktü, bayram öncesi
uykumuz küçülürdü, bayram olan tüm gecelerde
dünya büyürdü. aslında bizim heyecanımız karşı
kanepeye serdiğimiz elbiselerin mutluluğundan
ibaretti, elbise hizasına koyulan ışıklı ayakkabıdan, annemin pazardan aldığı
çoraplardan. hatırlıyorum da, insanların içine bile
dudaklarımı ısırarak çıkardım, biraz da sırıtarak...
saygının ve erdemin kazanıldığı o kritik insan
yakınlaşmalarından biriydi bayram bizim için. bayramın erken saatlerinde insanlar telaşlıydı,
gülümserlerdi, o selamlaşmalar aklıma gelince,
gülüyorum ulan... sebepsiz böyle.. gülüyorum
yani.. gerçekten çıkarsız selamlaşmalarmış..
şimdi tek selamdan götümüzü koruduğumuz
günlerdeyiz. yine de şunu iyi biliyorum ki her bayramda size
baklava açan anneniz varsa şanslısınız ve her
bayramda baklavaya yorum yapan babanız varsa
olay daha enstanteneli oluyor.. şimdi büyümüşüz, büyüdükçe küçülmüş o eski
bayramlar demeyeceğim,
kafasında iyi şeyler kuran, iyi şeyleri bilir, hatırlar
ve yeniden yaşar!