izmir Adliyesinde yaşanan gerçek bir olaydır.
Asliye Hukuk Mahkemesindeki bir davasında davaya bakan Yargıç, davalı vekiline "delillerini liste halinde sunması için duruşma gününe kadar kesin süre vermiş" (Bu arada olayı anlatan meslektaşımız Karşı Yan Vekili olan meslektaşımızı tanımaktadır).
Duruşma başlamış ve her iki yan vekili duruşmaya birlikte girmişlerdir.
Bu arada duruşmada ilginç bir olay yaşanmaya başlamış.
Davalı Vekili Meslektaşımız duruşmanın başından itibaren sürekli olarak çantasını açmaya çalışmaktadır. Ancak "şifreli" olan çantası, her nedense bir türlü açılmamaktadır. Tam bu esnada Mahkeme Yargıcı, Davalı Vekili olan meslektaşımıza dönerek; "-Avukat Bey, geçen celse size delillerinizi liste halinde sunmanız için kesin süre verilmiş, Delil Listeniz hazır mı" diye sormuştur.
Bir taraftan çantayı açmaya çalışan meslektaşımız, diğer taraftan da Yargıca dönüp "- Hazır ettim Sayın Yargıç, ama çantamı açamıyorum" demiştir.
Bunun üzerine olayı anlatan davacı meslektaşımız -biraz da muziplik olsun diye- "- Efendim meslektaşım hep aynı numarayı yapar, kendisine inanmıyorum" demiştir.
Çantayı açmak için kan ter içerisinde kalan meslektaşımız bu söz üzerine; "-inanın Sayın Yargıç Delil Listem çantamda" diyebilmiştir.
Bunun üzerine muzip meslektaşımız "meslektaşımın çantasının çilingir marifetiyle açılmasını talep ediyorum" demiştir.
Bunun üzerine, ortaya çıkan komik durum karşısında Mahkeme Yargıcı' da zabıt katibesine dönmüş ve "- yaz kızım" diyerek şöyle bir ara karar oluşturmuş "- Gereği Düşünüldü: Mücbir sebep doğmuş olmakla; Davalı Vekilinin çantasının uzman bir bilirkişiye (çilingire) tevdi edilmesine ve açtırılarak çanta içerisinde Delil Listesinin hazır edilip-edilmediğinin saptanmasına, masrafın davalı yanca karşılanmasına".*
Not: alıntı.