ikisi de kendi ideolojilerine militanca bağlı olanların alıp okuduğu gazete denen paçavralar.
sözcü: şimdi bu gazete sadece ve sadece körü körüne atatürkçülük yapan, kemalizmin o ağır, o baskıcı rejimine özlem duyanların her gün alıp okudukları gazete benzeri bir şeydir. bununla yapılacak en iyi şey, üzerinde yemek yemektir benim için. bu gazete, tansel çölaşan kafasında yaşayanların hislerine tecüman olur, onların dindarları hakir gördüklerini çok iyi bilir ve o yönde yayınlar yapar bu militan zihniyet. 301 madencinin öldüğü kaza için "akp'ye oy verdiler diye öldüler" diyen ahmaklar da orda yazmaktadır.
bugün de rezalet bir manşet atmış ortaöğretimde baş örtüsünün serbest bırakılmasıyla ilgili olarak. bu nasıl bir militanlıktır, insanları korkuya sevk etmektir anlamış değilim. duyan da baş örtüsü zorunlu oldu sanacak. yine şeriatı getirdi ülkeme bu gazete denen paçavra.
akit: bu gazete denen paçavra ise, sözcü'den daha tehlikelidir esasen. aralarında nefret saçma bakımından bir fark olmasa da, bu gazete, insanları hedef göstererek ölümlerine neden olacak kadar tehlikelidir. şeriat sevdalısı bir gazete olarak, sözcü'nün yaptığının tam tersini yapıp din istismarında tavan yapar.
biri körü körüne atatürkçülük yaparak ülkeyi muasır medeniyetler seviyesine çıkarır; diğeri din istismarı yaparak beyin yıkar. ikisi arasında bir fark yok. ama birini kötüleyen diğerini göklere çıkarıyor. akit'e demediğini bırakmayanlar sözcü denen gazeteyi ülkenin en iyi gazetesi yapıyor. lan ikisi de militan işte nesini anlamıyorsunuz siz.
bazı ağır kemalistler hemen damlamış "neresi eşit lan" diye sormuş nefret pazarlamacısı. e o da haklı tabi. adamın okuma organı başka olunca aldıladığı şey de başka oluyor haliyle.