Ben üniversiteye girerken iş bulabilmek tek kaygımızdı. Atadan dededen bir şey yok. Ya sanayi, ya da okuyacaksın... Okuduk. Yine aynı durumda olsam yine okurum.
Sana gündelik hayatında faydalı olabilecek yukarıdaki çok sayıda öğüte kulak ver. Bunlar sana üniversite hayatın boyunca yardımcı olabilir. Ancak mezuniyetten sonra olmaz.
Bir şeyin farkına var. Türkiye'de okuyabileceğin en cafcaflı üniversite bile "evrensel bilgi" kavramına seni yaklaştırmayacak. Dolayısıyla dönüp dünyaya bak ve bu karşılaştırmayı yaparken asla kendini, ülkeni ve okulunu küçümseme. Sadece aradaki farkı gör ve neyin eksik olduğunu tespit et.
Bu evrensel bilgi, edinme yolları ve kullanma şekilleri aklının hayalinin almayacağı bir serbestlik zemini üzerinde düşünürsen, seni insanlık kavramına yaklaştırır. Öteki türlü edineceğin her başarı "inek" olarak yiyeceğin damgayı haklı kılar.
Her iki "anlayış" ve "yaklaşım" farkından kaynaklanan aradaki farkları kapatmak için dünyanın en ünlü üniversitesine gitmen gerekmiyor. Bilakis, hakikati farkettiğin andan itibaren "kahrolsun akademik disiplin" diyorsun. Aramıza hoşgeldin, artık bir anarşistsin.
Burada sözünü ettiğim anarşizm, gençlik hareketlerine katılıp eylem yapmak, kaldırım taşı kırıp banka camına fırlatmak değil elbette. Artık "maaşa bağlanmış bir rutinle devam eden bilimsel çalışma"nın yavanlığını anladıysan, buna başkaldırıyorsun. ilkokulda yavaş yavaş sende öldürdükleri "yaratıcılık" ruhun canlanıyor. Tabi mecali kaldıysa. işte seni evrenin geri kalanından eksik koyan bütün engelleri bu yaratıcılık ruhunu diriltmek suretiyle aşabileceksin.