bundan 2 yıl önceydi. çok fazla samimi olmadığım karşı cinsten olan bir arkadaşım -sadece telefon rehberimde yer işgal eden tiplerden- akşam samimi bir mesaj attı. "heeyy napiyosun nerelerdesin bakalım" mesajını gördüğümde içimden "Allah Allah" dedim. her halde bana yazıyor diye düşünerek mesajlaştık ve ertesi gün için öğle buluşma ayarladık. Ertesi gün buluşmaya giderken gömleğimi ütüledim saçlarımı yaptım ve buluşma mekanına gittim. Orada çok sıcak bir karşılama yaptı. Neyse derken derken mekanda yan masada oturanlardan biri bir laptop getirdi. bizim masaya koydu. ben "noluyo amk" diye içimden geçirirken başladı neden buluştuğumuzu anlatmaya. yok efendim ayağıma kadar gelen bir fırsat varmış, çok zengin olacakmışız, dünyayı gezecekmişiz falan filan. Anlattığı şeyleri mantıklı bir şekilde değerlendirdim ve hiç de öyle olamayacağına karar verdim orada. işin uygunluğunu tarttıktan sonra hangi düşüncelerle oraya gittiğimi ve ne ile karşılaştığımı da düşününce karşımdaki kişinin gerçek bir dolandırıcı olduğuna kanaat getirdim. resmen "ben dolandırıldım da işte seni dolandıracağız, sen de dolandırılmış olmamak için dolandırmalısın" diyordu. efendim bir de bunların sosyal medya paylaşımları öldürüyor beni. "from zero to hero" modunda bir sürü paylaşım ve etiketler falan. adı geçen şirket ve çalışanları ile ilgili şu önümdeki işleri biraz halledeyim de hukuki uygunluğunu biraz inceleyeceğim. bu yılın mart ayında saadet zinciri ve benzeri yapılanmalar ile ilgili bir yasa çıkmıştı. sanırım bu mega denen şirketin baya başını ağrıtıyor. Neyse efendim siz siz olun bu dolandırıcılara kanmayın, inanmayın. inananları uyarın. en baştan da nefsinizi kontrol edin.
