islamiyet denince benim aklıma çorap kokusu gelir

entry14 galeri
    6.
  1. ortaokul sıralarındayken okul müdürümüz bizim sınıfın da dahil olduğu üç sınıfı halk eğitim merkezine, yeşilay menşeli bir kanferansa götürdü. sınıf öğretmenlerimiz de bizimle beraberdi. konu malumaliniz ağaçları korumak, onlara iyi davranmak, sulamak, dikmek vs eylemler çerçevesinde geliştirilebilecek doğayı seven gençler yetiştirme ve sigaradan nefret eden, ailesinden kullananlar da varsa onlarla mücadele eden bir nesil imal etme çalışmalarını içermekteydi.

    konferansı veren allame görünümlü akciğerçsevici üstad konuşması bittikten sonra öğrencilere bu konularla ilgili sorular sordu ve beni kaldırdı ayağa. sigara içiyor musun diye sordu ve o an müdürle göz göze geldik. hayatımın neredeyse hiçbir alanına yalan sokmamaya gayret ettiğim için gözlerimi müdürden kaçırarak, ara sıra içiyorum dedim. salona sessizlik çöktü bir an. kız arkadaşın var mı diye sordu. yok dedim. bir gün olursa ve seni sigara içtiğin bir zaman aralığında öpse, yaaa aşkım ağzın küllük gibi kokuyor dese utanmaz mısın? dedi. onlarca kişi güldü haliyle..

    hem sorunun biçimine hem de beni aşağılamasına sinirlenip ona şu cevabı verdiğimi hatırlıyorum:

    benim yaşımda öpüşmeye özendirilen insanlar sizin korumaya çalıştığınız ağaçların altını hiç de hoş olmayan işler için mesken tutuyorlar. bu daha ciddi bir toplumsal sorun değil mi?

    ortam buz kesti. müdürün yüzündeki hergele gülüşü asla unutmam. adam birkaç saniye sustu ve adımı sordu. iddia ediorum, bu çocuk büyük bir adam olacak dedi. son cümlesindeki iddia tırt çıktı da adamın bülbülle dut arasındaki bülbül aleyhine işleyen etkileşimi temsil eden çaresizliği sigara içtiğimi benim ağzımdan duyan müdürün bu konuyu affetmesine vesile oldu. sağolsun.

    bir şeyi küçümserken daha değersiz, daha tahrip edici bir alternatif geliştirmeye kalkmak, kendi düşünce dünyamızın çürük kırıntılarını, terazinin yukarıda kalan kefesine çaktırmadan koyarak dengeyi sağlamaya çalışmaktır. hele o küçümsenen değerin karşısındaki kitlenin devirdiği çam sayısı ve bozuk tarihi hiç de es geçilecek seviyede değilse dinime sövenin imanı olsa dedirtmez mi insana(müslüman olsa diye ifade edilen aslında yanlış olandır.)

    bir şeyi olumsuzlamaya yeltenirken onu imal eden kitlenin o şeyden bağımsız ele alınabilecek özelliklerini, olumsuzlanan konunun kendisi gibi göstermeye çalışmak, bileşenlerini ya da şekillendirici unsurlarını aşağılamak, o şeyi ortaya koyan kültürel zemini küçümsemek ve o şeyin taraflarını, onu kabullenenleri ve sevenleri sosyal statülerine vurgu yaparak tanımlamak başlı başına kepazeliktir. yani bir olguyu değerlendirirken, mesela futbol müsabakasında kendi takımlarını desteklemek için bir araya gelmiş taraftar gruplarının kalabalık olmanın verdiği özgüvenle karşı takımın taraftarlarıyla kavga etmesi sonucu bu durumu futbolu tanımlamada kullanmak ya da bütün futbol camiasını holiganlıkla, kana susamışlıkla, bozgunculukla değerlendirme öküzlüğüne girişmek, olgu ile onu tanımlamada kullanılabilecek bir unsurun alakasız bir eyleminin yerini değiştirerek , bağlam dışı ele alınması gereken bir şeyi konunun kendisi gibi sunma yanlışı değil de nedir.

    imdi islam dendiğinde aklına çorap kokusu gelebilir insanın. bu incitici bir tasnif biçimi olsa da normal karşılanabilir. zira bir insan islam dediğinde aklına yalnızca cami geliyorsa orada islamın karşısında olan unsurlar, onu camiye tıkayıp kepenkleri çekip gitmeyi ideal müslüman olma kalıbına dönüştüren güruh islamın kendisinden bir boy ileride demektir. müslümanların bu ülkenin sosyolojisinin dizaynındaki etkisini cami cemaati olmak suretiyle avluda kurulan etkileşimden ibaret zanneden bir modern nesil yetişiyorsa burada suçlu olan biraz da o camideki boşluğu doldurmayı mükellefiyet zanneden müslümandır. haaa göremeyen gözün hiç mi hatası yok? bu ülkede aşağılayanlar, aşağıladıklarına asla tatmin edebilecek bir alternatif fikirle gelmediler. sadece onları sınıflandırıp, kendi dayattıkları şeyin ciciliğinden dem vurarak büyüklük iddiasına giriştiler. islamın sebep olduğu çorap kokusuna karşılık toplumu steril bir çizgiye taşıyabilecek bir birliktelik geliştirememekle yetinmeyip, ayrışmaları bu ruh halleriyle derinleştirmekte de maharet kazandılar. mesela kendi rakılarının reseptör bozucu kokusundan müslümanlar rahatsız olunca da yine islamın yobazlığı gündemlerindedir. kendilerinin her zaman rahatsız olmaya hakları varken, hayatın hakikatine daha alt seviyeden temas eden çoraplı kitlenin bir şeylerden tiksinme gibi bir lüksü olamaz.

    her neyse, islamın kompoze ettiği köylü manzaradan sıyrılmak için alabildiğine batılı gibi düşünmeye çalışan adamın; sıçtıktan sonra götünü eliyle temizlediği için o batı aleminin gözündeki tiksinç imajını düzeltme şansı çorap kokulu güruhla ciddi bir zihinsel temas kurma olasılığı kadardır. haa bir de doğmasal topluluk diye bir şeyin olmadığını öğrenme imkanı sunduğum için bana teşekkür etmesini beklemeli miyim bilmiyorum. zira doğmasal diye bir şey de yoktur. (bkz: dogma) allah aşkına lafa bak!! (bkz: doğmasal topluluk) bilgi ve birikimini eşşeğin çüküne havale ediyorum.
    1 ...
  1. henüz yorum girilmemiş
© 2025 uludağ sözlük