-- ankarada teyzemleri ziyarete gittik ailecek. kuzenlerle şehir merkezine avm é gidelim diye yola çıktık.
-- otobüsü binmemle dolu olduğunu görmem bir oldu. meğerse normalmiş bu durum. hatay gibi yerde otobüslerde her zaman oturacak yer olur halbuki.
-- ayakta gitmeye başladık. saat öğlen 12. cam kenarına yapışık bir şekilde gidiyorum önümde kuzenim var. Birden bir çığlık koptu.
-- "sapık dikkat etsene" diye. bağıran kişi 40 yaşlarında, hafif şişman, dip boyası gelmiş sarı boyalı saçlara sahip hanım teyzeydi.
-- ben kime bağırıyor diye arkamı dönmemle tüm otobüsün bana baktığını görmem bir oldu.
-- yüzüme bakarken bile sapık diye saydırıyordu. ben o gündür düşünürüm arkamı döndüğüm kişiye nasıl bir sapıklık yapmış olabilirim diye.
-- otobüs zaten hıncahınc dolu. ben arkadaki kişiye fazla yaklaşmayayım diye mesafeyi korurken bunu söylemesi de cabası.
-- hanım teyze artık bir şeylerin hasretini çekmekten arkamda bile onu halusine ettiyse demek sapık diye bağırdı.
-- orda utancımdan kıpkırmızı oldum. teyze sapıklık yapsam senin gibi yaşlı kadınla işim ne, senin pörsümüş vucudun hiç ilgimi çekmiyor, kocan sana değer vermiyor diye burada ilgi çekmeye çalışman hiç hoş değil.
diye söyleyemedim tabi. hiç birşey olmamış gibi önüme döndüm.