Davasına, sevdasına gönül veren, işkenceler gören acı çekmiş, gerçekten dava ve gönül ehli adam olmaktır. Vatan millet sevdalısı olmaktır.
Doğrusuyla yanlışıyla davasının peşinden koşmaktır, her şeyini vermektir.
Ancak unutulmamalıdır ki, o dönem ülkücü de ülkücüdür, solcuda gerçek solcudur. iki kesimde bulunduğu yerden nemalanma değil, gerçekten kendisini davasına adama derdindedir.
yani, solcusu solcu, ülkücüsü ülkücü gerçek dava adamı olmaktır 80lerde siyasetle uğraşmak.
Ülkemin üstünde oyunlar oynanır. Halk sağ solla kandırılıp ayrıştırılır, sabah bir ülkücünün vurduğu silahla akşam bir solcu vurulur. iki tarafta davasının peşinde dar ağacına korkmadan çıkar. Gencecik fidanlar dar ağacında solar.
Şimdi nerde o ülkücüler, nerde o solcular.
Sahi bir muhsin başkan vardı böylesine dava adamı. Onuda şehit ettiler. Ruhu şâd olsun.