enteldir kendisi. çoğu çizgi roman kahramanı gibi yanında sürekli onunla gezen yakın bir arkadaşı yoktur, tek başına dolaşır. sıradan bir insandır, olayların içinde yer almak istemez ama birdenbire kendini olayların içinde buluverir. hikayelerinin çoğunda taraflar 'iyi' ve 'kötü' diye sert bir çizgiyle ikiye ayrılmamıştır. kendisi de genellikle bu tarafların hiçbirinde yer almaz. olaydaki rolü bittiğinde o da diğerleri gibi ayrılıp yoluna gider. çizgi roman dünyası içinde en sevdiğim karakterdir ayrıca kendisi.
işte birkaç diyalog maceralarından;
''ben okumayı incil den öğrendim...
bazı şeyleri zorla öğretmeseydi olağanüstü bir kitap olurdu!
sonra bir sürü makale; dergi hatta şiir bile okudum...
hepsi de kendileri gibi düşünmemi istiyordu!'' -ken parker
''bütün yazarlar öyledir... bu yüzden onlara fazla güvenmeyin ama okumaktan da vazgeçmeyin!'' -leydi barbara huntington scott
''ama siz de farkında olmadan aynı hataya düşüyor ve sizin gibi düşünmemi istiyorsunuz.'' -ken parker
----
''bu hikaye de gerektiği gibi bitti. bir tarafta kazananlar diğer tarafta da kaybedenler oldu. ama işin acı yanı ben ne bu taraftan ne de diğer taraftanım...''
---
bir de internette dolaşırken şöyle bir diyaloğuna rastladım. aynen kopyala-yapıştır yapıyorum.
yargı adlı sayısından bir bölüm :
kasaba meydanında toplanan kalabalık halk toplulugu bir idamı izlemektedir. ve cellat sandalyeye tekmeyi vurarak işlemi bitirir. yakında bi yerlerde:
adam: duydunuz mu? gitti !
ken parker : tatmin olmuşsunuzdur şimdi...
adam: hak ettiği cezayı buldu.yoksa siz memnun olmadınız mı?
ken parker : adaletin intikamdan farklı bir şey olması gerekir!
adam: o cani, adil bir mahkemede yargılandı ve adil bir cezaya çarptırıldı!
ken parker : belki bugun kentin yarısı,elleri ve ayakları bağlı bir çocuğun öldürülmesini seyretmek için meydanda buluştu...böyle bir şeyi yapmaya midesi olan insanların, katil de olsa hiç kimseyi yargılamaya hakkı yoktur.