sabahın ilerleyen saatlerinde kahve döktüğüm lekeli masam, ders kitapları, arada kulağımda dönen şarkılar, bol kafeinli arkası kesilmeyen kahvelerim, uykusuzluktan mahrur olmuş arada ıslanan gözlerim.
günün çoğunu içinden çıkmayarak geçirdiğim odam.
arada penceremden içeri doğru esen rüzgar,
parktan içeri dolan çocuk sesleri.
anılar dışarıda kaldı, buraya hiçbiri giremez.
giderek azalan uyku saatleri, artan çalışma performansı.
hala neden olduğunu anlamadığım 2 gündür seken sol bacak.
dünya ile koparılan bağ.
telefonun ilk günlerde ötüp durması, hiçbirini merak etmemek.
artık vazgeçtiler zaten, rahatladım.
buraya neden yazdım. bilmiyorum. sakin burası. hem bu başlığa kimse bakmaz.
oraya gitmek istiyorum, büyük ihtimalle gidince her şey aynı olacak.
ama ukte kalmaz en azıdan.
ama söz veriyorum kendime, mürekkep ve kaleme dokunamasam da şu an, çizmeyi bırakmicam.
belki olmicak evet ama çizdiklerimi görsünler en azından. son 2 aydır çizgim de çok gelişti.
9 ay öncesini hatırla. bu şarkıyı dinlemiştin. mutlu değildin.
şimdi kendini kandırma. bunu da unutma sakın.
yapma bunu kendine artık...
kimseye güvenme, kim olursa olsun, o duvarı aşmasın.
kendine iyi bak
23 martta da kimse doğum gününü kutlamayacak, telefonla arayan akrabalar ve annenlerden başka aklında bulunsun.
ahanda bunun devam olacak (#23253038)
zaten sen olaya baya alışıksın.
oraya git yoksa ceren gibi kendini kampüse mancınıkla attırmak zorunda kalacaksın, atraksiyona ne gerek var yafu. *