oldum olası kitaplar hakkında yazılan yazıları ego tatmin aracı olarak görmüşümdür. hangi kitaptan neyi anlayacağınız kimsenin tekelinde değildir. neyi, ne kadar anlayacağınız, sizin ne kadar hazır olduğunuzla ilgilidir. ki bu durum insan ilişkileri için de geçerlidir.
böyle bir giriş yapmamın sebebi, bu kitap hakkında söylenecek çok şeyimin olması. kuşkusuz bir paradoks bu.
şu kadarını söyleyebilme cüreti alayım kendimden: bir çok başka şey dışında, 'düşünme üstüne düşünme' var bu kitapta. farkında olmadan, kalıplarla düşünüyoruz. kitaptan gelen örneği düşünürsek, cinsiyet kalıbı mesela.