Bugün 3. Üniversitemin ilk günü. ilkinde duyduğum heyecanı taşıyorum hala. ilginç gelebilir ama sanki 18 yaşımda üniversiteye başlamış gibiyim.
Sabah mutlu bir şekilde uyandım. iş de yok bari okula gideyim dedim. Zaten uyum proğramı denen bir şey var. Katılım Zorunluymuş. Üniversiteye,şehre uyum.zaten aynı üniversite mezunuyum. 7 yıldır bu şehirde yaşıyorum. Bir önceki fakültemde okurken şu anki fakültemin tüm imkanlarından yararlanırdım. Beni fakültenin öğrencisi sanıyorlardı.
Neyse çilemse çekerim dedim. Katıldım uyum proğramlarına. Konferans salonuna doluştuk.
Salona göz gezdirdim bir an. Zaman ne kadar hızlı geçmiş. 7 yıl önce kayda geldiğim ilk gün dün gibi hatırımda. Ben üniversiteye başladığımda ilkokul sıralarında olan çocuklar. Şu an yanımda sınıf arkadaşlarım. 96 doğumlular..
Konuşmalar başladı, kariyer yapmış Mezunlar tavsiyelerde bulunmaya başladı. Şöyle yapın şuna bakın... gençler pür dikkat, ağzı açık bir şekilde dinliyor ve müthiş bir uyum içinde kafa sallıyor. Ver arkadan ilahiyi çek klibi. Genç kız kalbi işte. Bizler de böyleydik herhalde.
Henüz çenesinde üç beş tüy olup top sakal bırakanlar, saç uzatmanın en iğrenç evresinde olanlar, henüz saç maşası kullananlar... birçoğu yakında gitara heves edip gitarla fotoğraf çektirecek ve bunu sosyal medyada profil resmi yapacak. Omuzdan askılı çanta ile memleketlerinde gezecekler ilk tatilde. Ego tavan yapacak, sorulanlara bazen cevap vermeyecek melankolik takılacaklar. Kaldırımda resmi törende yürüyormuş gibi yürüyecek, küçüklere örnek gösterildiklerinde hiç oralı olmamış gibi görünecek ancak aslında "a.. goruk Bülent başgaan" diye bağırarak koşmak isteyecek. Çoğu ders notlarını kimseyle paylaşmamak için koşullayacak kendini. Gereksiz bir paranoya içinde olacak. Bazıları sigara veya alkole başlayacak. Öyle bir ortamda çekip paylaştığı fotoğrafa yapılan yorumları sevinçle okuyup cevaplayacak, beğeni sayısını sıkı takip edecek.
Birçoğu siyaset uzmanı olacak. Popüler siyaset kitapları okumaya başlayacak. Bizim dönemde Soner Yalçın vardı. Ellerinden düşmezdi. ilginç Komplolar olurdu bu arkadaşlarda. Tartışmalara yeni bir soluk getirirlerdi. Göreceksiniz ki üniversite çok konuşan ağız, az düşünen beyinlerin yeri.
Neyse efendim bunlar uzayıp gider evrim herkeste üç aşağı beş yukarı aynı. Değişim kaçınılmaz bu gençler içinde. Olgunlaşmak değişmeyi de gerektiriyor. Yıllar geçtikten sonra bu farkı en iyi siz göreceksiniz.
Bugünün güzel tarafı benim için şu. Ya 3 ya da son sınıflardan çok güzel birini gördüm. Gülüşü çok güzeldi. ( Bir derecelendirme yapmak zor ama) ara sıra derslerine girmeyi düşünüyorum. Ha çok yaş da yoktur aramızda:/
Nerden duydum bilmiyorum, sözleri müthiş bir şarkının bir dörtlüğü ile ifade edeceğim kendimi:
" saçımın akına bakma sultanı,
18 yaşıma girmiş gibiyim,
Belki sende 3 5 yaş yaşlıyım ama
Zincire vurulmuş aslan gibiyim."