'hayat felsefem şu ' kalıbıyla kullanılması anlam açısından yersiz olan .
felsefe mühim bir uğraştır, bilimin sanatın edebiyatın ahlakın dinin üzerinde gezinen bir denetleyicidir. muhalefet gibidir felsefe, onun sorgulaması elzemdir ilerleme için. anlamı bilgelik sevdası diye geçer.
eski yunanlılara göre felsefe thaumazein denilen bir şaşkınlık/hayranlık haliyle başlar. evrene baktığında, olan biteni gördüğünde kişinin varlığın nedenini sorgulaması felsefe alanına girdiğini gösterir. o zamanlar felsefe, 'doğa felsefesi' adıyla tüm bilimleri özellikle fiziği de kapsadığından böyle bir algı gelişmiştir.
modern çağlara kadar ; bilimler çok dallanıp budaklanmadan ve herhangi bir alt dalda uzmanlık bir ömür isteyen bir hale gelmeden evvel; pek çok arif insan aynı zamanda hem matematikçi, hem fizikçi hem filozoftur. bunların bir kısmı aynı zamanda metafiziğe, okültizme, mistik olaylara da ilgi duyan ve teolojiyle ilgilenen insanladır. bu yüzden newton'dan kepler'e ünlü fizikçilerin aslında evrenda saklı geometriler, sırlar ararken en önemli buluşları yaptığını görürüz.
felsefenin en önemli sorularından bilincin zor sorusu da newton ve leibniz tarafından ilk kez dile getirilmiş, üzerine düşünülmüştür mesela.
felsefenin bilimden en önemli farklarından biri birikimli ilerlememesidir. 3000 yıl önce bir helen filozofunun sorduğu soru halen tartışılabilir veya onun verdiği cevap 18.yyda verilenden daha yanlış, daha düşük seviyede değildir.
felsefede bu yüzden aslında akademik lisans eğitimi biraz tuhaftır. felsefenin 101'i filan yoktur çünkü. düşünmeye başladığın an dalarsın dibine, oradan kendi yolunu kazar başka noktalardan çıkarsın. 101 aşamasında öğretilecek filozof diye bir şey de yoktur. bu şekilde olsa olsa kronolojiye dizilip felsefe tarihi öğretilmektedir. aslında biraz sanat gibidir felsefe, okul sana öğretemez sen istediğini almalısın.