12 eylül

entry97 galeri video1
    81.
  1. Kurunun yanında yaşın değil, yaşın yanında kurunun yandığı gün.

    biz, bir soylu topluluk, bir avuç kahraman
    umutlar derlerdik amansız kavgalardan.

    bizdik kan gölü sokaklarda kurşun yiyen!
    bizdik; maziden atiye hakka yürüyen!

    derken namlularla çevrildi yollarımız,
    dalbudak salarken, kesildi kollarımız.

    evlerimiz basıldı yıkıldı ocaklar,
    eylüllerle geldi "apoletli" cellatlar.

    bir meydan savaşında er dilercesine,
    yiğitçe direndik tağutların zulmüne

    önce, mustafa'm yürüdü cellada doğru,
    adı gibi yiğitti o pehlivanoğlu.

    ilk o yürüdü dimdik başıyla sehpaya,
    tekbirlerle yükselip, kavuştu mevlaya.

    sonra cevdet karakaş alıp abdestini,
    tevhid nidasıyla verdi son nefesini.

    titredi gök... sarsıldı arz... kanlı zulümden!..
    allah" dedi fikri son nefesini verirken!...

    cellatlar doymadı kana, kurban istedi.
    bir kanlı el çıkıp, cengiz'imi gösterdi.

    yürüdü cengiz baktemur, sehpaya... gamsız.
    hükmü has kalıp allah'a... gitti pervasız !..

    sonra ali bülent atıldı ercesine
    tekbirler aldı, bedir'e girercesine...

    kanlı zindanların soğuğunda son gece,
    namazını kılıp, yürüdü ahmet kerse...

    bitişini görsün onda... şu köhnemiş çağ!...
    yiğitçe çıktı sehpaya halil esendağ!...

    sonra fırladı selçuk, halil'in ardından,
    şühedaya kanat çırptı aynı mekandan.

    böylece yollandı sekiz şehit mevla'ya,
    yemin ettik o dem... intikamlar almaya!..

    sonra döndü zaman, ters-yüz oldu hesaplar
    kinleri öğüttü "ikbal"denilen çarklar

    hala hüküm sürmede zulmün mimarları
    hatırlayan yok... zindanları, çarmıhları!..

    hücreler, sehpalar, ölümler unutulmuş...
    dünkü yusufsoylular nefslere kul olmuş?...

    şimdi, acıların pençesinde şu ruhum
    kırbaçlanmış köle gibi, bitkin ve yorgun

    bir vebal gibi mazi... omuzlarımda yük!…
    bir azap yaşıyorum... kabuslardan büyük!..

    kaç zaman var ki, katledilmiş hayatların
    "adalet!..." diyen seslerini duymaktayım...

    her ses bir çığlık gönlümde... çığlıklar isyan!
    her yerde bir iz var... 0 kanlı hatıradan!...

    her gördüğüm direkte sallanan bir ceset!...
    her devrilmiş tabure beynimde cinnet!...

    sanki her yer mezarlık sanki her yer zindan!..
    yetimler ağlıyor “kısas” diye ardımdan!..ah...

    duymasa kulağım, görmese gözlerim
    kısasta hayat var!..." lakin bomboş ellerim

    bir ben miyim... sokaklarda gezinen mecnun!..
    bir ben mi kaldım... intikam gününe tutkun?!..

    hani... kanlı eylüllerde vurgun yiyenler? ...
    hani... zulümlere direnip devleşenler?...

    neredesiniz ey zindan arkadaşlarım?...
    şu sokaklarda neden... yalnız başımayım?...

    hani... zindanlarda cellatların yüzüne,
    tükürmüş, yeminler etmiştik ölümüne!...

    unutmak ölümdür dünü... unutmak zillet !...
    ey zafere doğan yiğit kalk ve kıyam et!

    fırlayıp mekanizmadan bir mermi gibi,
    vurun!... idamlara kalem kıran elleri!...

    vurun ki... titresin cihan!... anlasın ümmet;
    sehpalarda zafer var! zindanda hürriyet!
    1 ...
bu entry yorumlara kapalı.
© 2025 uludağ sözlük