toplumumuzda erkeğe yüklenmiş önemli bir misyon vardır:"erkek babası olmak"
bir erkek çocuk doğduğu andan itibaren genlerine kodlanmış bu misyonu gerçekleştirme üzerine yetiştirilir. toplumsal değer yargıları sizi öyle bir kalıba sokar ki, metabolizmanız bile zamanla bu algının hegemonyası altında çalışmaya başlar. toplum "erkek adam" olmanın yegane kuralını üreyebilmeye endekslemiştir ki, bu da zamanla 'erkek'liğin içerisindeki "namus, şeref, haysiyet, onur, karakter..." kavramlarını boşaltmaya başlamıştır.
hele hele "erkek adamın erkek oğlu olur" düşüncesi baba üzerinde öyle bir mahalle baskısı oluşturur ki, erkek artık bir seri imalat makinesi haline gelir. çocuk sayısı hiç önemli değildir, önemli olan erkeği bulana kadar üretimde istikrarı sağlamaktır!