Bugüne kadar ne bizler ne de desteklediğimiz görüşlerin mensubu partilier ve liderleri de eleştirmekten daha farklı bir şey yapmadı. Keza Tayyip'in de istediği buydu ne kadar çok eleştirilirse o kadar çok maduriyet yaratabilecek ve ülkemizin %70'ine yakın kitlesini bu maduriyet stratejisi ile yanına alabilecekti. Eleştirildikçe daha da kuvvetlendi.
Psikoloji çok enteresan. Bir fakir ile zengini kavga ederken görsen fakiri tutarsın "neden?" belki de zenginin karısına kızına baktı, küfretti, taciz etti ya da her neyse? Önyargı neden her zaman ezileni haklı olduğuna ikna eder? Survivor'da ünlüleri destekleyen oldu mu sorarım? Bu bizi kontrol eden bir ve bizim onu kontrol etmemiz kolay olmayan bir zihinsel yönetim biçimi.
Sol, sağ farketmez. Hiç bir karşıt parti "O'nun yaptığından daha iyi bir şey yapıyorum işte bu senin için faydalı ve benim için oy vermelisin ki kazanabilesin" intibası uyandırmadı. Tam aksine eleştirdikçe aşağılık bir kıvama dönüştürdü kendisini.
Oturduğu yerden dil uzatıyor, ahkam kesiyor, hakaret ediyor.
Hatırlatırım "kırk alimi bir delille yendim, bir cahili kırk delille yenemedim" (imam Şafi)
Sarı öküzün verildiği gün kaybedilmiştir bu dava. Şimdi buradan oturup eleştirmek, yerden yere vurmak açıkçası bir anlam ifade etmiyor.
Biz eleştiriyoruz ve kendi çevremizde bizim gibi düşünen arkadaşlarımızla bu konuları sabahlara kadar konuşup hemfikir olarak masadan kalkıyoruz. Peki hatay'da, ağrı'da, rize'de güzelim anadoluda tek derdi hayatta kalma telaşı olan güzel insanlarımızın gerçeklerden haberdar olabilmesi için ne yapıyoruz ya da desteklediğimiz insanlar ne yapıyor?
Hakikaten eleştirilmek bir köşeye bırakılmalı ya da varsa o göt atılmalı siyasete, baktım bende o göt yok bıraktım eleştirmeyi... (göt, göttür sadeleştiremedim)