her zamanki hasan karacadağ reklamlarından biri daha. bu adam her filminden önce yapıyor böyle bir açıklama falan. yok efendim filmin ismini cinler kulağına fısıldamışmış, filmin çekimi sırasında esrarengiz şeyler yaşanmışmış... filmin başındaki "tamamen gerçek bir olaydan esinlenilmiştir falan tarzı açıklamaları saymıyorum bile.
tamam, anladık. senin hedefin seyirciyi korkutmak, hatta mümkünse altına ettirmek. iyi güzel de kardeşim, filmlerinde sırf milleti korkutacağım diye gerekli gereksiz ses ve görüntü efektleri kullana kullana işin cıvığını çıkartıyorsun ve yaptığın işin sanatsal boyutu kayboluyor. incide gece yarısı tıkladığınız linklerden birisinde böğğğ diye bağıran korkunçlu kadın çıkınca da korkuyorsun. bu şimdi sanat mı? bir beceri mi bu?
haa, demiyorum ki hasan karacadağ b.k gibi filmler çekiyor, çektiği filmler çok başarısız vs. bir iki tane filmi var ki, bana kalırsa hayatımda izlediğim en başarılı korku filmlerinden. zaten bu korku sineması öyle bir şey ki, tek tüktür iyi diyebileceğiniz, akılda kalıcı filmler. bence karacadağ, çok başarılı bir film çekebilir. ama bu kafayla olmaz.
misal, gulyabani diye bir hikayesi var hüseyin rahmi gürpınarın. hikayenin sonu çok da mantıklı bir yere bağlanıyor. keşke karacadağ da öyle şeylere yönlense de filmlerinden çıktığımızda aklımızda kalan tek şey yaşadığımız korku ve gerilim olmasa.
