insanın çıldırdığını farkettiği an

entry1 galeri
    1.
  1. bir anda oluverdi bana. öyle süreç falan değil.

    aynı anda borderline kişilik bozukluğu, majör depresif, manik depresif bozukluklara sahip olduğumu biliyodum. yıllarca bunlarla baş etmeyi öğrendim yendim sandım.

    hayatım cillop gibiydi. popüler, yakışıklı, fit vücutlu, paralı kariyerli bi adamdım. bekardım yalnız yaşıyodum, ipimle kuşağım, skimle taş.ağım yani.

    bir gece lan dedim arog diye bi film vardı izleyim şunu komikti amk. güldüm güldüm neyse film bitti. tam o anda gözümün önünden film şeridi gibi geçmeye başladı son zamanlarda yaptığım bazı şeyler... film şeridi uzadıkça uzadı. uzadıkça daha geçmişe gitti. filmden kalan gülümseme yavaş yavaş kayboldu. yerini dehşete kapılmış bir ifade aldı.

    oyuncu hep aynı, ama roller farklıydı. cem yılmaz'ın arog'da 3 farklı karakteri oynaması gibi.

    depresif ve borderline kişiliğimi yansıtmamak için, hayatıma engel olmaması için bir sürü karakter yaratmıştım. işte şöyle davranan, arkadaşlarıyla şöyle davranan, kızlara şöyle davranan, ailesine şöyle davranan, açık fikirli ve sakin olan, şiddet meraklısı ve acımasız olan... yıllar süren gözlemlerim sonucunda oluşturduğum bu ideal kişi kalıplarını farkında olmadan uygulamışım hayatıma. sonra onlar ben olmuş. her biri birbirinden habersiz takılır olmuşlar. biri diğerinin yaptığını bilmiyor. ama hepsi de başarılı olmuş kendi çapında. beni bi yerlere getirmişler. ve gerektiği anda ben farkına bile varmadan bu karakterler arasında geçiş yapabiliyordum. ama son zamanlardaki hareketlerimden bir rahatsızlık hissediyordum. sanki ben yapmıyormuşum, istediğim o değilmiş gibiydi bazı şeyler.

    yaşadığım şeyin bu olduğunu ve bunun ciddi bir problem olabileceğini farkettiğim an "hasktiiir" diye kaldım gençler. kaldım öyle. çünkü bazı yaptığım şeyleri o an düşünmeden yapıyor, unutuyordum. artık o an ne olduysa, belki de gülmek mutlu olmak orjinal kişiliğimi canlandırdı.. hatırlamaya başladım bazı sözlerimi ve hareketlerimi. "ben bunları nasıl yaptım lan" dedim. gözlerim karardı. kanser olduğunu öğrenmiş insan gibi hissettim. belki 10 tane farklı karakter bir kafadaydı. o an hepsi birbiriyle kavga ediyordu.

    farkına vardığım şeyin üstesinden gelmek, kendilerini korumak için çeşitli argümanlarla beni ikna etmeye çalışıyorlardı sevgili karakterlerim, bunun normal olduğuna. diyordu ki "bu bir hastalık olsaydı bugün böyle mutlu başarılı bir insan olmazdın". "şimdi bu düzeni bozarsan eski mutsuz haline geri döneceksin farkındasın dimi" , "insanlar ne düşünür senin hakkında birden bire değişirsen"..

    sonra birden bir soru belirdi kafamda. peki ben kimdim aslında? bu karakterlerden hangisiydim. şu an bunları düşünen ben miyim ? yoksa bunları düşünen hastalığı farkedip yendiğimi sanmam için yarattığım yeni bir karakter mi ? yani komple ele mi geçirecek beni?

    hatırlayamadım. bunlar olmadan nasıl biri olduğumu hatırlayamadım. orjinalimi bilmiyorum.

    hala ne yapacağımdan emin değilim. şimdi karakterler biraz uslandılar. davranışlarını dengelediler. kendilerini korumak için bu. biliyorum, gözüme batmak istemiyorlar. ama ilerde yine kötü duruma geleceğini biliyorum. tespit etmek yenmiş olmak demek midir ?

    acaba gerçekten onları kullanabilir miyim? kendimi onlar olduğuma mı inandırmam gerekiyor. en azından karakterler arasındaki geçişler kendi kontrolümde yapabilseydim..

    nasip.

    (bkz: dissosiyatif kimlik bozukluğu)
    0 ...
  1. henüz yorum girilmemiş
© 2025 uludağ sözlük