koşuyolu'nda yapmış olduğumuz kazının başında fotoğraf çekiyodum, baldırları kafam kadar olan mini etekli bi hatun geçti, anna kournikova'nın ikizi sanki, önce caddenin ilerisine doğru turladı, daha sonra geri döndü, ardından yavaş yavaş yanıma gelmeye başladı, ben de beyaz baretimi çıkartarak saçlarımı düzelttim, o sıra yanıma geldi, ''saçının önünü inek dillemiş sanki ihi ihi '' demedi tabi, ''marmara university ? '' dedi. önce carrefour tarafına baktım, ardından e-5 tarafına, tekrar carrefour tarafına, aklıma cem yılmaz'ın faruk eczanesiii hikayesi geldi, ve sonra dedim ki, '' ı know, but ı can't explain '', hatun o kadar saf ve o kadar güzel ki, biraz cesaretim olsa ben sizi götüreyim isterseniz diyecektim, ki onu diyebilseydim kesin gelirdi de, onu da diyemedim, ardından küçük valizini zorla taşıyarak uzaklaştı yanımdan, senin ben tipini seveyim senden bi cacık olmaz iki darp bi messi dedim içimden, hatta dışımdan.