Bir eylül akşamı, hafif bir rüzgar esiyor ve kahve kokusu eşliğinde yürüyorum kalabalık kaldırımda... yaklaştıkça artıyor havadaki kahve aroması ve nihayet yeni öğütülmüş kahve çekirdekleriyle oluşturulmuş kahvemi alıyorum. Aman yarabbi o da ne biri kahve bardağına isim yazmış diğeri kahve bardağıyla arkadaş olmuş fotoğraf çekiliyor...
O şok ile bardak elimden kayıveriyor bense ağlayarak terk ediyorum starbucks u...
Not; tabiki dalga geçiyorum. Starbucks un 5 kuruş etmez, emek hırsızı, ergen yuvası mekanına gitmesem de olur.
Onu bunu geçtim ilk tecrübe ne yau...