Günün insan yaratıcılıgını ve duygusallığını besleyen zamandır.
Kişi kendi başınadır. Hâl böyle olunca birden gündüz vakti çevresinde kendisini kısıtlayan patronu, aile üyeleri vb. gereksiz bir ton insandan kurtulup kendi olmaya başlıyor. Güneş gökteyken ruhuna indirilen darbeleri, ruhundan vahşice koparılan parçaları telafi etmek için harekete geçiyor. Ya pencereyi açıp sessiz sokaklara kulak kabartıyor ya sakin bir müzik açıyor ya da içindeki edebiyatçıyı konuşturuyor. Belki de zamanını ibadete ayırıyor ama mutlaka onu o yapan işe yöneliyor.
Gündüzler her açıdan bunaltıcı sayılabilir. Kavgalar, gürültüler -hele ilk saatlerdeki kadın programları- ve kaosla dolu bir evredir o vakit. Ama gece saf, benzersiz bir mutluluktur.