tek tip insan yetiştirmeye dayalı katı kemalist sistemi korumanın adına "demokrasi" deniyordu.
sokaklarda tanklar yürüyordu.
en büyük tehlike, irtica ve bölücülüktü.
türban rejim için büyük bir tehlikeydi.
türbanlılar üniversitelere alınmıyordu, başörtülü anneler evlatlarının mezuniyet törenlerine giremiyordu.
okullarında namaz kılan öğrenciler sebebiyle ülkeye şeriat geliyordu.
devletin polisi, türbanlıları, memurları ve hak aramak için sokağa çıkan herkese şiddet uyguluyordu.
devlet bankalara el koyuyordu.
1982 anayasası ile yönetiliyorduk.
seçim barajı yüzde 10 idi.
milletvekillerinin dokunulmazlıkları vardı.
enflasyon yüksekti.
sendikalılaşma oranı düşüktü.
trafik kazalarındaki ölüm oranında, avrupa ve dünyanın zirvesindeydik.
dünyanın en pahalı benzinini kullanıyorduk.
benzin ve diğer petrol türevlerini ithal ediyorduk.
asgari ücret düşüktü.
cari açık ve döviz yüksekti.
ilkel çalışma şartları sebebiyle madencilerimizi kazalarda göz göre göre kaybediyorduk.
dış politikada tek dostumuz pakistan idi, sorunlu olduğumuz tek ülke de yunanistan idi.
avrupa birliği ve serbest dolaşım hayalimizdi.
kürt demek neredeyse suçtu ve adı konmamış bir yasak mevcuttu.
bireyi değil, devleti kutsayan bir yönetim anlayışı hakimdi.
andıç uygulaması vardı türk silahlı kuvvetleri'nde. belirli gazetelere, televizyonlara akreditasyon yasağı vardı.
milletvekili adaylarını, belediye başkan adaylarını partinin lideri belirliyordu.
"hedefimiz dindar nesil yetiştirmek" diyen rte'nin ağzından çıkan her şey kanun olarak görülüyor ve söylediklerini eleştirmemenin adı "demokrasi"
sokaklarda, meydanlarda, her yerde karşımıza toma çıkıyor, panzer çıkıyor.
en büyük tehlike-paralelciler sağoolsun- irtica ve bölücülük.
türban artık rejim için değil, türbanlı olmayanlar için büyük bir tehlike (mahalle baskısı)
türbanlıların giremediği herhangi bir kamu kurumu kalmadı.
tsk'ya kurulan kumpaslar sebebiyle, yıllarca içeride boş yere yatan babalar, evlatlarının büyüdüğünü, mezuniyetlerini göremedi.
mezuniyet törenlerinde, gezi eylemlerinde hayatlarını kaybedenleri ananların okul birincilikleri ellerinden alınıyor ve konuşması kesiliyor.
devletin polisi, memurlara, işçilere, öğrencilere ve hak aramak için, muktedire tepki için sokağa çıkan herkese orantısız şiddet uyguluyor.
devlet, şirketlere, televizyonlara el koyarak, iktidar yanlısı işadamlarına göstermelik ihalelerle satıyor.
1982 anayasası ile yönetiliyoruz.
seçim barajı yüzde 10.
milletvekillerinin dokunulmazlıkları var, bütün ihtiyaçları devlet tarafından karşılanıyor, sadece 4 yıl vekillik yapmış olsa bile bir ömür emekli maaşı bağlanıyor.
enflasyon görünürde düşük olsa da halkın alım gücü düşük.
trafik kazalarında avrupa ve dünyanın zirvesindeyiz.
dünyanın en pahalı benzinini kullanıyoruz.
benzini, doğalgazı ithal ediyoruz.
asgari ücret düşük, sendikalılaşma oranı düşük.
cari açık ve döviz yüksek.
madencilerimizi, sağlıksız çalışma koşulları sebebiyle maden kazalarında kaybediyoruz. bu alanda dünya ikincisiyiz.
iş kazalarında da dünya ikincisiyiz.
dış politikada tek dostumuz diyeceğimiz ülke pakistan.
sorunlu olmadığımız ülke neredeyse yok.
avrupa birliği ve serbest dolaşım hakkı en büyük hayalimiz ülke olarak.
bireyi değil, devleti kutsayan bir yönetim anlayışı hakim.
hükümetin basın toplantılarına ve çeşitli açılışlarına, belirli gazeteler ve televizyonlar alınmıyor, akreditasyonları iptal ediliyor.
milletvekili adaylarını ve belediye başkan adaylarını partinin lideri belirliyor.