tarafımca en saçması 4 sene önce yaşanmıştır. ergenlik başa bela, eğlenmek için yapmadığımız şey yok. aklımıza gelen en son şey seyir halindeki arabadan atlamak. beyin bedava, atlanacak kadar yumuşak yer bulamadığımız için olayı nispeten daha yavaş seyir halindeki arabadan yavaşça inmek olarak uyarladık. yanında koşulsa aynı tempo yakalanacak hızda giden bir arabanın kapısını açtım, anı kolluyorum. amaç arabadan inince ayakta kalabilmek. hayır, 3 senedir fizik dersi falan da görmemişim, nereden bileyim devinim denen şeyin bu kadar inatçı olduğunu. altı üstü adımımı yere atacaktım, biraz sendeler ama yine ayakta kalırdım. içinizden "nahhhhh" dediğinizi duyabiliyorum, ama o anda duyduğum tek şey "ayy posei doon ne kadar cesursuğğğğğn" laflarıydı serap'ın ağzından dökülen.
kapıyı açtım, iki bacağımı da yere koydum ve tada! dimdik ayaktayım. evet inanılmaz değil mi, bence de inanma, doğru değil çünkü. beden eğitimi hocam görseydi o anki halimi beni kesin jimnastik kulübüne alırdı; o derece artistik uçtum. o da yalan, keşke öyle olsaydı; bildiğin asfaltla bütünleştim. o kadar inanamıyordum ki halime, arabadakilerden 10 kat fazla gülüyordum. sonra serap geldi yanıma, "ayy bişiğğ oldu muğğğ posei doonnnn" diye kaldırdı beni. o gelene kadar yerdeydim ben çünkü. bir ara beni de yama diye katsınlar yola diye düşündüm. sonra serap'ın bana doğru eğildiği andaki halini görünce çabuk kalktım*. "hheeh bişi olmadı ki bea, alt tarafı asfaltı yaladım yuttum " diye doğrulmaya çalıştım. tam doğrulamadım, sanırım köprücük kemiğim göbeğime kadar yamulmuştu. çaktırmadım tabi, sadece serap'ın koluna girecek kadar sendeledim. sağolsun o ara memesi koluma değdi de kendimde eve gidecek enerjiyi buldum. canım benim ya, hala görüşürüz kendileriyle, memeleriyle yani, serap'ın.