geçen gün bir arkadaşımla daha tartıştığım mevzu. arkadaş türk işi ateist, bana diyor ki saçma sapan şeyler bunlar, madem cinler var neden ateistlere musallat olmuyor falan... dedim ki kardeşim, musallat olmadığını nereden biliyorsun?
açın bakın, kur'anda benim cinlerle ilgili okuduğum ayetlerde cinlerin en çok vesvese vermesinden ve hz süleymanın cinlerden oluşan bir ordusunun olmasından bahsediyor. yani aslında cinlerle ilgili bildiğimiz en temel şey, onların vesvese vermesi ve normalde bize görünmemesi. vesvese nedir peki? kafanıza birden saplanan düşüncelerdir. sözlük anlamı kararsızlık, kuşku demektir. ya bazı kuşkularının sebebi o cinler ve iblisler ise?
kuşkular normaldir. her insanda olur, olması gerekir. insan böyle bir canlıdır çünkü. ancak bizim yerli ateistler, dini inkar yoluna giderken dindar insanlarla aynı yolu takip ediyorlar hep. bilimi kendi inanış şekillerine alet ederek, sanki bilimsel olarak tanrının var olmadığı, cinler, iblisler gibi varlıkların sadece hayal ürünü olduğu ispatlanmış gibi konuşuyorlar. halbuki bilimsel olmayan bir mevzu, bilimsel olarak açıklanamaz. öte yandan insanın bütün kuşkularını, bütün meraklarını şu ana kadar bilimin gideremediği de bir gerçek. o halde neden bu kadar takıyorsunuz ki bu şeylerin var olmadığını ispatlamaya? ben ateist olsam mesela*, şunu söylerdim: "nasıl ki bütün hava olaylarını kontrol eden, gözle görülmeyen, varlığı bilimsel yollarla tespit edilemeyen bir tanrının var olmadığını ispatlayamıyorsam, cinlerin ve daha pek çok ruhani varlığın da aslında var olmadığını ispatlayamam. ancak yine de bu onlara inanmamı gerektirmez. ben var olmadıklarına inanıyorum" der geçerdim. bir nevi "benim dinim bana, senin dinin sana" durumu yani.
ki aslında dinin de özü budur. gözlerimizle gördüklerimizi, kulaklarımızla işittiklerimizi değil; kalbimizle hissettiklerimizi arama yoludur din. bu gerçekliği kapsayan, ama bu gerçekliğin de dışında, bambaşka bir gerçekliği arama yoludur din. plato'nun mağara alegorisinde olduğu gibi, dünyadaki her bilginin, her doğrunun aslında bu dünyanın dışındaki gerçek bir dünyanın sadece bir gölgesi, bir izdüşümü olduğunu düşünmek; öyle hissetmektir.