hemen hemen bütün eserlerini okuyan ve Mevlana üzerinde araştırma yapan biri olarak söylemek isterim ki Mikail hocanın söylediği birçok iddia doğruluk değeri taşımaktadır.
iddiaları youtube'da yayınlanan videolarda özetle açıklamıştır.
bunu bizzat ana kaynaklardan okuyarak fark etmiş bulunmaktayım. mesela Mikail hoca Mevlana'nın şiirlerinin topladığın divan-ı Kebir'deki şiirlerin hepsinin mevlanaya ait olmadığın söylemektedir. bu divan Mevlana'nın da içinde bulunduğu bir grup şair tarafından uzun bir kars yolculuğunda 'aşık atışması' şeklinde yazılmıştır, der. ben de divan-ı Kebir'i okuduğumda bunu farkettim. Mevlana'nın bir uslübu var ve divanda zaman zaman o üsluba aykırı birçok şiir olduğunu gördüm.. ayrıca onun felsefesine tamamen aykırı 'aşk'ı kötüleyen' şiirler de mevcut.
yine Mikail hocam Şems'in karısı kimya hatunu darp sonucu öldürdüğünü iddia etmektedir. kimya hatun derd-i gerdan hastalığı denilen boyunundaki bir ağrı sonucu ölmüştür. kimya hatun , Mevlana'nın küçük oğlu alaaddin çelebiye aşıktır. bu aşk karşılıklıdır. Mevlana bunu bildiği halde, sırf şems konyadan gitmesin diye kimya hatunla evlendirmiştir. kimya hatunda şemsi sevmediği için (elif Şafak'ın aşk kitabında anlattığının tam tersi yani) sık sık evi terketmektedir. Mevlana zorla geri getirir.
bu iddianın doğru olduğunu da Şems'in 'makalat' adlı eserinde görmekteyiz. bu kitapta ara ara kimyanın evi terkettiğini, onu çok sevdiğini, kendisini çok üzdüğünü söylemektedir.
alaaddin çelebi Kimya'nın öldürülmesinden sonra babasına tamamen küsmüş ve evi terk etmiştir. ölünceye kadar da babasıyla barışmamıştır. Mevlana oğluna hitaben ve onu 'eşek' olarak vasfeden bir şiir kaleme almıştır. vay canına ne hoşgörü ama...
bu ve buna benzer birçok 'çarpıcı' husus Mevlana'nın hayatını süslemektedir.
