orta üçteyken dersanede bi kız vardı. adı fatmaydı. o'nu ilk gördüğümden beri seviyordum. ama o'na hiç duygularımı söyleyememiştim. o'nunla konuşmak için o'nunla tartışırdım ama hiç kendisinden hoşlandığımı anlamamıştı. her hafta cumartesi gününü beklerdim o'nu görmek için. cumartesi günündeki mutluluğuma diyecek yoktu ama pazar gününden sonra o'nu bir hafta göremeyecek olmanın verdiği üzüntü cumartesinin mutluluğunu kısa kesiyordu. koskoca bir sene o'nu görme ümidiyle hafta sonunu bekleyerek geçmişti ama ben hala o'na karşı duygularımı anlatamamıştım. liseye geçtikten sonra o'nu bir kere gördüm. lisedeyken bazı arkadaşların etkisiyle o'na duygularımı söylemiştim. o çok şaşırmıştı ve bir iki bahane bulmuştu ve geçiştirmişti. ben dahada üstüne gidince siktiri çekmişti. bu aşkta platonik kaldığı sürece iyiydi ama birilerine anlatınca bu aşkın sihiri bozulmaya başlamıştı. ve o zaman anladım ki platonik aşklar kimseye anlatılmamalıydı.