çile isimli kitabında şiir üzerine düşüncelerini paylaştığı bölümdür. dili ve terminolojisi çok ağır olduğundan çoğu kişi es geçer. lakin ben bu metni çok önemsiyorum. nfk burada şiirin 3 sac ayağından bahseder.
kütük nakış ve nakkaş. tabiki üstad burada bir benzetme yapmıştır. aslında kütük dediği fikir , nakış dediği fikrin süslenmesi ahenk unsurları nakkaştan kasıt ise şair.üstad burada fikri olmayan sadece söz sanatlarından kafiyeden oluşan şiiri amaçsız , sadece güzel fikirden ideolojiden oluşan şiire ise yavan söz gözüyle bakar. kendisi mehmet akifi sadece kütük , divan şairlerini de sadece nakış içerdiği için eleştirir. nfk nın kriterlerine burada çok az şair uyar. bunlardan biri de bizzat beğendiğini dile getirdiği yahya kemaldir.
kendisinin sadece nakıştan oluşan şiirleri eleştirdiği fikirsiz saydığı şiirleri eleştirme adına kafiye adlı bir şiiri vardır. burada kafiye uyum herşey var ama bir fikir olmadığı için bir işe yaramaz olduğunu göstermek ister.
kafiye
ne diye
bu şuna
şu buna
kafiye?
başa taş
aşa yaş
hey'e ney
tuhaf şey
kafiye
mantığı
o mantık
hediye
sandığı
bu sandık!
o mantık
bu sandık-
ta sandık
ve yandık
ne yandık
hendese
kümese
tıkılmak
hadise
kırkayak
adese
oyuncak
vesvese
gökbayrak
ölümse
gel dese
tak tak tak
mu-hak-kak
sorular
sordular
neden çok
nasıl yok
niçin var
sanatsız
papağan
neden çok
ve atsız
kahraman
niçin yok
çok ve yok
yok ve çok
aç ve tok
tok ve aç
tut ve kaç
saklambaç