tarık çamdal

entry246 galeri
    85.
  1. tff, galatasaray yönetimi, türk medyası ve medyanın kışkırtması ile de galatasaray taraftarı tarafından geleceği piç edilecek olan genç yetenek. niye bu kadar ön yargılı konuştuğumu da açıklayacağım ama önce belirtmeliyim ki galatasarayın şu son üç transferi hakkında genelin aksine gayet de olumlu düşünen birisiyim. yani yönetime karşı yaşanmış bir hayal kırıklığından dolayı girmiyorum bu entriyi.

    şimdi gelelim neden bu kadar ümitsiz olduğuma. bir değil, iki değil. anadolu kulüplerinden yıllardır oyuncu transfer ediyoruz. başarı oranımız belki yüzde on bile değildir toplamda. yanlış anlaşılmasın, madem öyle hiç yapmayalım anadoludan transfer demiyorum. elbette eskişehirden de bursadan da kayseriden de alacaksın oyuncu. alacaksın almasına da, bu kadar transfer yapıp da ilk 11e bunların neredeyse hiç birini yazamadığın zaman problem orada başlıyor işte. say ilk 11e girebilecek yerlileri: hakan balta, semih kaya, gökhan zan, sabri, veysel, selçuk, yekta, emre çolak, burak yılmaz, umut bulut, olcan adın... eee, hani kayseriden, es esden aldığın topçular? altyapı ve diğer üç büyükler (özellikle de trabzon) hariç bu saydıklarım arasında yekta ve veysel var bir tek. ha bir de baltayı teee ne zamanlar manisadan almışız. başka var mı? yok. bunlardan da veysel de yekta da devre arasında takımdan gönderilse herhalde kimse için büyük sürpriz olmaz. bir tek yekta için biraz sinirlenir taraftar. veyseli bedavaya da verseler fazla ses çıkmaz herhalde taraftardan.

    o zaman sen resmen potansiyeli olan oyuncuları keşfedip, onları ilk 11e sokup potansiyellerine ulaştırmak konusunda başarısızsın. hem de rezalet derecede... tarık daha 22-23 yaşında, ofans çıkışlı bir kanat bek oyuncusu. sırf hem sağda hem de solda oynayabiliyor olması bile büyük avantaj. ama bu adama tamı tamına dört buçuk milyon avro para verilmişken, bir de üstüne umut bonservisiyle verilmişken diyebilir misiniz ki beklentileri karşılayabilir? iki-üç ay sonra spor sitelerinde yılın hayal kırıklıkları listesinde yer bulur kendisine. şimdiye kadar yaşamadığımız bir şey değil. çünkü çok iyi biliyorum ki bizim basın bu adamdan her bahsettiğinde kendisine verilen bonservis bedelinden söz açacak. lig tv bile maç sırasında bu bilgileri paylaşıp, ekran başındakilere "dört buçuk milyonluk kazık" dedirtecek. senaryo çoktan belli. aktör tarık olmasa, şener özbayraklı olur, bir başkası olur... fazla bir şey değişmez.

    bizim yönetimde de suç var. yahu vermeyin kardeşim şu adamlara şu paraları. zengin etmeyin tefecilikle geçinen anadolu simsarlarını. ihya etmeyin şu tffyi. savaş açın şu saçma salak yabancı kuralına. kalkana kadar da gönderin almanyaya, hollandaya gözlemcileri. orada yetişmiş, altyapı eğitimini orada almış oyuncuları getirin. onlar yetişene kadar da sabri gibi, emre çolak gibi içimizden yetişmiş değerlere sahip çıkın. bizim koskoca altyapımız, veysel kalibresinde, yasin öztekin kalibresinde bir tane oyuncu çıkaramıyor mu yani? o zaman kapatın kardeşim o altyapıyı. ne işe yarıyor ki? senin gözlemcilerin, amrabat gibi, tarık gibi oyuncuları anadolu simsarlarının eline düşmeden önce keşfedemiyorlar mı? gönderin o zaman onları da.

    ulan düşünsenize, son üç yılda transfer edilip de bugün ilk 11de forma giyebilen adamlar şunlar: muslera, chedjou, eboue, melo, selçuk, yekta, sneijder, burak yılmaz, olcan adın... ulan var mı bir tane gözlemcilik başarısı diyebileceğiniz topçu? galatasaraya gelince parladı diyebileceğiniz? yok arkadaş, yok. bak o kadar teknik direktör değiştirdik. bir tane hamken alıp da ilk 11e kazandırdığımız, futbol piyasasında parlattığımız topçu yok. altyapıdan çıkan semih var bir tek. gözlemcilik başarısı olarak gösterebileceğiniz iki tane yetenek var: birisi telles, diğeri bruma. onların da bonservisine 15 ile 20 milyon avro arasında para vermişsin, adamların akıbeti belli değil. tellesi oynatsan dert, oynatmasan ayrı dert. brumayı oynatırsan kimi keseceksin? plansız, hesapsız işler. kısacası, gözlemci ekibimiz hiç bir şey yapmamış. anca, senin benim gibi adamların tv başında, çekirdek çitletirken "ahan da bu adam çok iyi haa, keşke galatasaray alsa" dediği adamları almışız. bir tane bile ufak ücretler karşılığı, henüz parlamamışken alıp da parlattığımız topçu yok. şimdi finansal fair play varken nah alırsın bir daha bonservisi tavan yapmış topçuları.

    şimdi diyeceksiniz ki tarık çamdal başlığında tarık hakkında iki cümle yazmışsın, gerisi hep galatasaray, bu nasıl iş? e ne yapayım? tarık çamdalın olacağı şey en fazla ismail köybaşıdır, sabri sarıoğludur. iki sene sonra yabancı kontenjanı artırılır ya da kökten kaldırılırsa da yiğit gibi, sercan gibi o şehir benim bu şehir senin dolaşır işte. siz sanıyor musunuz ki daha 22-23 yaşında olan, bir süre büyük takım havası soluması gereken, istanbula ve avrupa maçlarına alışması gereken bu oyuncuya taraftar ve yönetim üç beş maçtan fazla sabır gösterir? ulan telles örneği ortada işte. fener maçında çuvalladı, şimdi belki iki ay ilk 11 yüzü görmeyecek. tarık türk olduğu için daha şanslı. ama o da hiç bir zaman beğenilmeyecek. parası kadar değil, diyecekler. bu kadar basit. senelerdir aynı senaryo çünkü.

    umarım tarık öyle bir performans gösterir ki bu yazdıklarımın hepsi anlamını yitirir. haa, öyle olsa genel anlamda bir şey değişir mi? elbette hayır. burada yazdıklarımı anadoludan üç büyüklere gelmiş ve gelecek olan onlarca topçuya yazsam, en fazla bir ya da iki tanesinde sırıtır bu yazdıklarım. o halde demek ki biz bazı şeyleri sürekli olarak yanlış yapıyoruz. ve paralar da boşa akıp gidiyor. her transfer döneminde onlarca milyon dolar harcanan ülkenin futbolu bulgaristanın falan bir tık önünde. hele bu ffp sayesinde, yakında layık olduğumuz yerlere geriler, şampiyonlar ligine de 1 tane takım göndeririz artık. tüpçünün de heykelini asar, futbol akademilerine onun ismini veririz. malum deveye diken, türke de...
    0 ...
  1. henüz yorum girilmemiş
© 2025 uludağ sözlük