yine bir uzak doğu uçuşu, çin yollarına düşmüşüm. 11 - 12 saat yolculuk, uçağın inişi ve kalkışı dışında pek de sevmiyorum yolculuğu, bir de arada türbülansa giriyor heyecan falan oluyor. yoksa o yolculuk çekilmez. beni uyku da tutmuyor tabi yol sırasında, telefonla oynuyorum falan, thy'nin wifi özelliği de var, her geçtiğimiz ülke de check-in oluyorum eğleniyorum aklım sıra. sonra şarjım bitiyor, uçaktaki priz'e takıyorum. yok çalışmıyor.
ben şimdi kalan 7 saatte napacağım ya diye kendi kendime söyleniyorum. kocaman ekran gözümü alıyor, onu açmak istemiyorum. sonra kalkıyorum, gidiyorum kabin görevlisi arkadaşların olduğu yere, perdeyi açıyorum ühü şarjım bitti ya benim diyorum. saolsunlar acıyorlar bana da telefonumu şarja takıyorlar.
allah'ım orda bir kız görüyorum, elinde gri zikirmatik. yok canım diyorum. sonra gülüyorum. yerime gidiyorum. oturup arkadaki arkadaşa çok güzel bir kız gördüm, bak ben uyursam kesin bak, parmağına zikirmatik takılı diyorum.
sonra burda ceylina ile sohbet ederken, konu oraya geliyor. allah'ım o kız işte. arkasından dedikodusunu yaptığım kız, valla dünya çok küçük. kendisiyle ilk olarak 10.000 feet'te tanıştım, şimdi reelde görüşmek istiyorum. ilk uçuşumda. *
güzel sohbetiyle değil 12 saat, 24 saat bile uçarım.