vaktiyle sevdiğim biri vardı. bir ilişkimiz falan olmadı ama ben sevdim. sevdiğim fena beşiktaş fanatiğiydi, beşiktaş'la ilgili haberleri mavi gözlerini kocaman açarak, heyecan içinde anlatırdı. o hali çok hoşuma giderdi. babam tarafından fenerbahçeli olarak yetiştirilmiştim, ama ne babam ne ben futbolla doğru düzgün ilgilenmeyiz. sevdiğimin hali böyle olmayınca ben beşiktaşlı olmasam da beşiktaş sempatizanı oldum. sevdiğim seviyor diye değildi. beşiktaş sevdiğimi mutlu ediyordu, o yüzden de beşiktaş'a sempati duyuyordum.
babamın bu beyden haberi yoktu.* ortada ilişki falan yok neyini söyleyeyim. 12 yaşında kızlar gibi beğendiğim beyleri anamgile mi anlatıcam, tööbe. neyse. bir gün babam, onun gibi fenerbahçeli eniştem ve kuzenim futbol muhabbeti yaparken konu beşiktaş'a geldi. futbol kültürü eto bitmiş'le sınırlı bi insan olarak yorum yaptım, neden yaptım bilmiyorum.
-fenerbahçeliyim ama beşiktaş'a sempati duyuyorum.
babam bana döndü, bir an durdu.
+bu işler böyle demek ki. halan da fenerbahçeliydi, evlenince gassaraylı oldu.