m. kemalin çiftlikleri ve fabrikaları hazineye bağışlaması, onun bunları edinmesindeki yol ve yöntemi meşrulaştırmaz. madem öyle, o halde ben de sonunda zaten hazineye bağışlayacağım diyerek çalayım, çırpayım, gasp edeyim, haksız gelir elde edeyim müsaade var mı? bu suale vereceğiniz cevap doğal olarak, saçmalama olacaktır. işte kemalistler bu saçmalığı savunuyor.
kaldı ki, m. kemal atatürkün çiftliği elden çıkarmak istemesindeki sebebi ismet inönü şöyle ifade ediyor:
aslında çiftliği elden çıkarmanın bir sebebi de zarar etmesi. ondan kurtulmak için satış muamelesi düşünülüyor.
m. kemal atatürk, orman çiftliğini hazineye bağışlamak değil, satmak istiyordu.
bu gerçeği, yine bizzat m. kemal atatürkü bağışlamaya ikna eden ismet inönünün hatıratından okuyalım:
bu meseleyi ben açtım atatürke, atatürkle ilk görüşmemde orman çiftliğinin satın alınması meselesini konuştuk. atatürk ziraat vekâletinin çiftliği almak istediğini söyledi. o zaman hatırımda tam rakamı kalmadı, bedeli meselesinin konuşulduğunu da orada öğrendiğimi zannediyorum. ben buna itiraz ettim.
orman çiftliğini yetiştirmek için çok emek sarf etmişsiniz, ama hükümet ve devlet de bir örnek göstermek için gösterdiğiniz gayreti kolaylaştırmak üzere çok emek sarf etmiştir. büyük ölçüde hükümet yardımı ile meydana gelmiş bir eseri tekrar hazineye satmak muamelesi bizim için doğru olmaz.
ne olacak çiftlik diye sordu hazineye ver doğrudan doğruya dedim o halde ben vereyim dedi.
gördüğünüz gibi m. kemal atatürk, çiftliği zarar ettiği ve ondan kurtulmak için bağışlamak değil, satmak istiyordu.
şimdi bazıları, ne malum ismet inönünün yalan söylemediği? yönünde bir itirazda bulunabilir. çünkü m. kemal atatürk onların beyinlerine kutsal bir varlık olarak şırınga edilmiştir. onun aleyhinde olan her sözü yalan ve iftira olarak kabul ediyorlar.
oysa m. kemalin özel hesaplarını tutan ve harcamalarını yapan kişi olarak bilinen ve büyük bir güven duyulan umumi kâtibi (genel sekreteri) hasan rıza soyakın söyledikleri ismet inönüyü doğrulamaktadır.
hasan rıza soyak devir işleminin nasıl başlatıldığını şöyle anlatıyor:
1937 senesi mayıs ayı içindeydi; memleket dışında bir vazife ziyaretine çıkacak ve ilkin parise uğradıktan sonra almanyaya gidecektim.
çocuk! çabuk gel, gel de artık şu çiftliklerin devir işini halledelim. biliyorsun ben 1927 senesinde, büyük nutkumu verdiğim celselerden birinde tbmmye bunların partiye ait olduğunu söylemiştim. bu itibarla devir esnasında hükümetten, parti için bir miktar para alırsak iyi olacaktır. bakalım ismet paşanın avdetinde (dönüşünde) meseleyi onunla da görüşeceğim, en münasip şekli o zaman kararlaştırırız.
bu arada m. kemal -yukarıda inönünün anılarından da aktardığımız gibi- inönü ile görüştükten sonra kararını değiştiriyor ve avrupadan dönen hasan rıza soyaka yeni kararını açıklıyor. atatürkün genel sekreteri soyakın hatıratından aynen aktarıyoruz:
istanbula vardığım gün, atatürk de buraya gelmişti ve birkaç saat sonra karadeniz yolu ile, doğuya doğru bir seyahate çıkmak üzere idi; kendisi ile karşılaşınca, inönü ile görüştükten sonra çiftlikleri, bütün tesis ve varlıklarıyla, hazineye hibe etmeye katî karar verdiğini söyledi ve bana şu talimatı verdi:
sen bu akşam ankaraya git; mevcudu tespit edip, bir listesini yap.
m. kemal atatürkün: hükümetten, parti için bir miktar para alırsak iyi olacaktır sözü yeterince açık değil mi?
diğer bir şahit ise eski tbmm başkanı kazım özalp beydir. özalp, ismet inönünün teklifi üzerine m. kemal atatürkün, çiftliği:
borçlarıyla beraber hükümete devretmeye razı olduğunu söyleyerek ismet inönüyü teyid etmektedir.