on yıllık öğretmenlik hayatımda bir tane ama allah rızası için bir tane işini ciddiye alıp öğrencilere 'rehberlik' edenini görmüşlüğüm yoktur. sadece 'olumsuz', 'sorunlu', 'yaramaz' öğrenciye odaklanırlar o da mecburen olur çünkü sınıf öğretmenleri baskı yapar bu konuda. ama birgün bile öğrencilere 'nasıl ders çalışmalıyız', 'yeteneklerimizi nasıl geliştiririz', 'geleceğimizi nasıl planlarız' gibi bir konuşma yapmamıştır. öğrenme güçlüğü çeken öğrencilere (kaynaştırma diyoruz biz onlara) bep dosyasını internetten indirip 'yalandan bir imza' attırmanın dışında bir gayret göstermemiş, o öğrenciler için 'kaynak oda' oluşturma gibi bir gayreti olmamıştır. biz branşçılar kaynaştırma öğrencilerinin kimler olduğunu 'tahminen' veya 'tesadüfen' öğreniriz, kimse haber verme gereği duymaz. üstünzekalı öğrencilerin sınıfta yaşadığı problemlerle de asla ilgilenmezler. bütün sene üstün zekalı bir öğrenci -üstelik babası da yeni vefat etmiş- depresyonda olduğu halde onunla hiç ilgilenilmemiştir.
öğrencilerin gelişimlerine katkıda bulunmak için herhangi bir yarışmayı 'organize' etmemiş, boş duran kütüphane raflarının doldurulması için idareyi 'teşvik' etmemiştir. fen odasının tekrar açılması konusu 'herhangi bir sohbet'te konuşulmamıştır. fen odası açılırsa öğrencilerin gelişimine nasıl bir katkısı olacak ki? müzik odasının akibeti ise belirsizdir...
bilim merkezine götürme teşviğimi 'gözardı' ederek, bir randevü alma zahmetine bile katlanmamıştır. yüzyüze görüşmelerimizde 'çocuklara çok faydalı olur, tabii hocam götürelim, ben de yardımcı olurum' dediği halde. tüm olumsuzluklara rağmen monami resim yarışmasına başvuru yaptığımda, resimleri 'lütfedip' toplamış fakat sınıflara göre ayırmadığı için gelen madalyalar, plaketler, okul çantası... gibi hediyelerin sahiplerini bulmak için günlerce uğraşmak zorunda kalmışımdır. ahh ahha içimde kanayan bir yaradır...üstelik iki kişiler... bari biri fark yaratsa... ama nerde...