bursa ilinin osmangazi ilçesinde bulunan lise mertebesindeki eğitim kurumu.
baştan önemle belirtmem gereken husus şudur ki, ben burada yaşadıklarımı, izlenimlerimi ve görüşlerimi sizlere aktarıyorum. bunun dışında ne bir kişiyi, ne bir kurumu, ne de bir kuruluşu karalamak gibi bir amacım yok.
gidip gördüğüm, eğitim aldığım bir okul olarak söylemem gerekiyor ki, gelmeyi planlayanlar var ise gelmesin. gelelim bunun nedenlerine.
1- günümüzde devlet okullarının genel durumu ortada. "nasıl yani, kötü mü?" dediğinizi duyar gibiyim. şöyle, bu okulları topyekün genelleyerek iyi veya kötü diye peşin hüküm vermek tabi ki yanlış. ancak bursa anadolu özeline gelirsek, öncelikle sınavları zor. en kolay geçeceğinizi düşündüğünüz dersten bile kırık not alıyorsunuz. müzikten dahi 3 alana şahit oldum.
2- başımdan geçen bir olayı anlatayım sizlere şimdi. 1 dönem boyunca okuduğum okulda, okuduğum dönem boyunca tarih dersi görmedik, evet gözünüz yanılmadı, yanlış okumadınız. tarihçi bir kayboldu, pir kayboldu. tarih derslerini başka derslerin hocaları ikame etti, ancak onlar tabi ki ders işlemediler, boş boş oturuldu, telefon ekranları parmaklandı tarih derslerinde.
tarih dersinin sınavı da yeni tarih hocası geldikten takriben 5 gün sonra yapıldı. o sınav çoktan seçmeli ve sınavın soruları da paragrafı yorumlama şeklinde sorulduğu için, yakayı o şekilde kurtarabildik. görmediğim tarih konuları da işin tuzu biberi oldu.
3- okul sallapati bir idare anlayışına sahip. okulun tüm işlerini bir müdür yardımcısı hallediyor. müdürün gerek öğrenciler, gerekse öğretmenler üzerinde belirgin bir inisiyatif sahibi olduğu ve ağırlığı bulunduğu söylenemez. ama müdür güleryüzlü, iyi, babacan bir insandır, kimsenin hakkını yemeyelim şimdi.
4- okulda ders dinlemenizin size kazandırdığı hiçbir katma değer yok. zira tüm önemli dersleri pür dikkat dinlememe rağmen, çoğundan hiçbir şey anlamadım. sınıflar ise çok kalabalık. farz-ı misal, bulunduğum sınıf 34 kişiydi.
5- ingilizce dersi apayrı bir komedi. hoca geliyor, 40 dakikalık dersin en az 25 dakikasında sınıfa ayar veriyor. akabinde ne alırsanız, öyle yani. bir de "ingiliz dili ve edebiyatı" dersi var. onda da hoca tüm ders ağzını açmaksızın oturuyor. boşuna demedim ders dinlemenizin size hiç faydası olmaz diye. gerçi onlar da haklı, eğitim işi, insanlarla uğraşmak çok zor.
6- okulun başarısı tamamiyle öğrencilerinin dışarıdan aldıkları özel derslerden, dershaneye gitmelerinden (o da kapatılacak ya neyse), ve kendi bireysel çabalarından ileri geliyor. o öğrenciyi bir taşra ilindeki köy okuluna yerleştirsen de aynı sonucu alır, bundan hiç şüphem yok.
7- matematiğe gelince, 50 ve üstü alırsanız düğün yapın, o derece yani. okulun sınavlarının zor olduğunu söylemiştim, ama matematik sınavlarının zorluk derecesi diğerleriyle kıyaslanamaz. evde harıl harıl çalışın bu ders için, olmadı özel ders alın.
diyeceğim şimdilik budur dostlar. aklıma gelen bir husus olursa ilave ederim. cümleten hürmetlerimi arz ederim.