not: bu dokuzuncu mektubun başında bir radyo makinasının fotoğrafı vardı.
bugün aklıma
yazısız ve çizgisiz
bir resim geldi, taranta - babu!
ve benim, birdenbire
yüzünü değil,
gözünü değil,
senin sesini göresim geldi, taranta - babu;
mavi nil gibi serin,
yaralı bir kaplan gözü gibi derin
sesini senin!
not: bu dokuzuncu mektubun burasına bir gazeteden kesilmiş şöyle bir haber iliştirilmişti:
markoni, il duçenin
sadik neferi
markoni, gazetecilere: ben şefim mussolininin emrine amedeyim, demiştir. markoni, ilk tecrübeleri muvaffakıyetle neticelenen, habeşistanda tatbik edilecek olan bir ölüm ışığı bulmuş*tur. bu ışık
havalara sesleri
başı boş
mavi kanatlı kuşlar gibi salan
ve havalardan en güzel şarkıları
olgun yemişler gibi toplıyan elleri, onun,
yaprak
kulluğunu karagömlekli benitonun,
boyanacak dirseklerine kadar
kardeşlerimin kanıyla.
ve habeş ovalarında öldürecek
büyük bilgin markoniyi,
banka komerçialede aksiyoner
mülti milyoner
kont markoni.