tabi dinde mantık aramak ne kadar doğru tartışılır ama gerek kutsal kitabı okuyup müslümanlık kisvesi altındaki insanların ikiyüzlülüklerine, geçmişte ve bugün dinin insan yaşamını şekillendirme biçimine baktığımızda islamiyetin bir kolu olsa da bir çok yönde mantıki aykırılıklar içeren ve mezhepten çok bir şekliyle yaşam tarzı olan aleviliğin islamiyettn ayrılması durumudur.
öncelikle insan sevgisini esas alması, körü körüne inanıp bir bilinmezlik yumağı içinde ve saçma sapan adet ve hurafelerle uğraşmaktansa gündelik hayatın rasyonelliğini ve enerjisini benimseyen yapısı; yani şekilden çok manaya önem vermesi, dogmalara karşı durup özgürlükçü bir tutum içinde gelişimden, bilim ve ilerlemeden taraf olması, modern duruşu aleviliğe islamiyetteki ve belki diğer inanış kollarından daha farklı bir noktada bakmamızı salık vermektedir.
alevi olan insanlara bakılırsa da genelde hayatla daha iç içe yaşayan, hoşgörülü, cana yakın insanlar oldukları gözlemlenir. çünkü yalnızca bir takım ibadetleri yerine getirerek cennet adı verilen, insanın hayali bir mekana girmek yollu bir yaşamsal amaca yönelmektense cennet ve cehennemin bu dünyada olduğu ve iyi-ahlaklı olabilmek için dine bütünen ve koşulsuz iman edip dinsel düşünceler ışığında tanrıya ibadet etme nin gerekmeyip vicdanın,aklın,bilimin yol göstericiliğine yönelmeleri, inanmaları ve de islam düşüncesinin merkezine yayılan o korku zihniyetinin olmayışı şüphesizki islam inanışları içinde en mantıklı bir konuma getirmektedir aleviliği...
ayrıca orijinal islamiyetteki gibi o kadar teferruat katı kurallar, yok efendim caiz mi farz mı olayı yoktur. insanların vicdan yönü daha baskındır. kadınlar ve erkekler beraber ibadet eder, sazlı sözlü cem ederler. bu çok hoş bir şeydir. illa ibadet olacaksa böyle olmalı. ne güzel hep beraber müziğin ritmi ve bağlamanın büyüsü ile.
eline, diline, beline sahip ol felsefesi şiar edinilmiştir. önce hoşgörü, dayanışmayı ve en önemlisi sevgiyi esas alır; hümanisttir.
tabii bu felsefeyle ilgili birçok detay vardır lakin genel fesefesini bu şekilde özetlemek sanırım olurludur.
detaylandırmaya devam edersek, sabah-akşam bir takım beden hareketleri yapıp sonra mükafalatlandırılacağına inanmak yoktur.
yok tırt yok pırt gecesinde bilmem ne dualar ederek, bilmem ne ler yaparak o ana kadar ki günahlarını affedileceğini sanmak yoktur. temel islamdaki o korku ve pragmatistlik te bulunmaz. bi öyle bi böyle kıvırma durumu da yoktur; net bir yapıdadır.
dini modern hayata uyarlamaya ve uygulamaya çalışıp komik bir hale bürünmezler. pragmatist değildir. önemli olan vicdandır ve neysen o'sundur. binlerce günah işleyip efendim bi kandil gecesinde namaz kılıp günahların affedileceğini sanmak ta yoktur.
gerçek islam bu değil diye yaygara koparmaya gerek yok. avam insanı tam da böyledir. ve böyle yürür, yürümüştür.
"bir gönül kırdın ise, bu kıldığın namaz değil" der hacı bektaş veli. ama bakıyorsun müslümanlara allahın adını anarak kafa kesiyor, sonra da namaz kılıyorlar...
ne mutlu alevi olanlara yahut alevilik felsefesini benimseyenlere... dipnot: dinsizim...