"çirkin olmak veya güzel olmak kader midir?" diye soran insan sorusudur.
--spoiler--
SORU: Selamünaleyküm hocam.
Çirkinlik kader midir, imtihan mıdır ? Rabbim her şeyi güzel yarattığına, özenerek yarattığına kuşkusuz inanıyoruz. insanlar bizi isyan derecesine getiriyorlar hocam. Mesela çok güzel, doğal güzel arkadaşlarım var. Onlara insanlar daha farklı davranıyor güzel olduğu için. Görücüler çıkıyor, sevenler çıkıyor güzellere. Çirkinlerde yok. Aynı ortamda bulunduğumuzda insanlar, teyzeler falan o güzel kişiye övgüler yağdırıyor maşAllah diye. Çirkin insanlar hep bi tarafa atılıyor. Ahlak güzelliği daha önemli der herkes. Evet öyle ama bu devirde, ilk güzelliğe bakılır olmuş hocam. Güzel kızlar hep mutlular. Hayattan zevk alabiliyorlar ama çirkin insanlar öyle değil. Hep bi burukluk oluyor içinde. Çok sevdiğin, evliliği hayal ettiğin bi erkek çıkıyor karşına. O kadar hayal kuruyor o kişiye açılıyorsun, seni beğenmediğini söylüyor. Çirkinliğinden dolayı sevdiği kişiyle evlenemedi. Güzel olsaydı evlenecekti. Neden herkes için güzellik önemli hocam? Allah razı olsun.
Selamünaleyküm.
CEVAP: Değerli bacım,
Umarım bu soru, direk sizinle alakalı değil de bir genel takdir anlamında sorulmuş sorudur. Zira sorunun içeriğinde büyük bir kompleks belirtisi bulunmaktadır. Mümin insan, hayata insan olarak sadece kendi gözü ile baktığında komplekse de girer şeytanın tuzağına da takılır. Gerçek Müminin gözü ise Allahın göstermeyi murat ettiğini görmelidir.
Evet böyle bir bakış ve görüş sahibi olmak zordur ama cennet de kolay değildir.
Nihayetinde imtihan olmak için varız bu alemde. imtihanımız, akıbetimizin göstergesidir. Filistindeki mümin kardeşimiz de imtihandadır, Mekkede tavaf eden manevi huzuru yerindeki mümin kardeşimiz de.
Hep imtihan durumundayız.
Yer gök imtihandır.
Karada suda imtihandayız.
Gecemiz gündüzümüz imtihandır.
Kadın erkek herkes imtihandadır.
Sıhhatlisi hastası, güzeli çirkini imtihandadır.
Burada var olma sebebimiz imtihan olduğuna göre, dışta kalan kimse olamaz. Kimse yaratılış tarzını seçme hakkı ile yaratılmadı. Allah diledi ve dilediği gibi yarattı. iman etmek, Allahın varlığını kabul etmek olduğu kadar, Onun her yaratma tarzını da kabul etmektir.
Buna göre şu noktaları yeniden düşünebiliriz:
a- Güzellik neye göre belirlenecek, kimin gözünün gördüğüne güzel diyeceğiz? Güzellik insandan insana, bakıştan bakışa değişkendir. Afrikada güzel ile Asyada güzel aynı anlamları ifade etmez. Simsiyaha da güzel denebilir, bembeyaza da güzel denebilir. Güzellik nisbîdir; insandan insana, toplumdan topluma, gözden göze değişir. Bunu birinci hakikat kabul edelim. Buna göre de teyzelerin ve komşuların sadece içlerindeki özentileri, kendilerinde göremediklerini veya gördüklerini zannettikleri çehreleri dillendirmektedirler. Eğer dikkat edersen, birilerine güzel diyenler benim gibi güzel demezler de güzel demekle yetinirler. Asıl gizli sıkıntı ise kendilerinde bulamadıklarını başkalarının derisinde görmeleridir. Bir genelleme yapmıyoruz ama iki yeğeninden birine diğerinin yanında incitecek bir lisanla güzellik/çirkinlik takdir edenlerin yorumlanabileceği başka bir kalıp yoktur.
b- Siz emsallerinize göre kendinizi çirkin kabul ettiğiniz için sıkılıyorsunuz. Çirkin bile denemeyecek kadar özürlü/engelli yaratılmış emsallerinize göre siz kıyas edildiğinizde, onlar kendilerini nasıl yorumlamalıdırlar acaba, ne dersiniz?
Rableri onları burunsuz, kulağı uzun, çenesi eğri, eli tutmaz, idrar yapamaz ve benzeri binlerce engelle yarattı.
Onlar hayata nasıl bakmalılar, ne dersiniz?
Yoksa ben sadece kendimi hesap ederim mi diyeceksiniz? Neden hayata, insan tiplerinin ve hayat fırsatlarının toplamını dikkate alan ortalama bir gözle bakmıyoruz da sadece aynada kendimizi görebileceğimiz açıdan bakıyoruz ki?
Rabbimiz herkesi bir çeşit imtihan edecekse eğer, kimini doktorların çok yaşamaz dedikleri bir hastalıkla kimini de sizin gibi çirkin yaftasına mahkûm edilmek istenen bir yapıda yarattı. Razı olanın kalbindeki engin huzuru başka bir yerde bulamayacağınızı bilin. Allaha razı olmak sadece çaresiz ölüm yatağına yatarken değildir. işte siz, iyi bir razı olmak/olmamak imtihanındasınız.
c- Hayatı bugün için mi yaşıyoruz biz? Ahiret hatta ahiretten önce burada bulunduğumuz sürece mutlu olacağımız geniş bir yelpaze değil midir beklentimiz? Güzel olduğu perçinlenen nice kızlar veya erkekler, mutluluğa en çok muhtaç oldukları zamanlarında ölüme rahmet okuyacak sıkıntılar çekmediler mi? Güzelliklerine bakıp onlarla bir araya gelenler daha sonra, onların güzellikleri bir nedenle kaybolunca eriyen karın ardından çamurlu yollarda yürüyenler gibi sempatisini kaybetmiş olmanın zilletini yaşamadılar mı?
Eldeki dondurmanın eridiği gibi eriyen bir güzellikle, hayat ilerledikçe artan bir olgunluk ve insanlık karşılaştırılabilir mi acaba?
Evet, güzel olmak ya da insanların güzel dediği biri olmak iyidir hoştur ama kaybederken güzellerin kaybı, güzel olmayanların kaybından daha fazladır.
d- Size nihaî olarak şu nebevî öğüdü salıvereceğim, bir hayat ve saadet ilkesi olarak bunu avucunuzun içine yazın:
Dünyalık değerleri ele alırken kendinden daha aşağıda olanlara bak. Ahiret değerlerine bakarken de senden yukarıda olanlara bak!
Bu kadar.
Sakın üzülme..
O, güzel diye şişirilenleri belki en önce şişirenler terk edecek, bilesin ve inanasın buna.
Sen ise dondurma gibi erimeyen değerlere sahip olmaya bak. Mevcut durumunu Rabbinin sana bir imtihanı gibi gör. Kömürden, bütün karalığına rağmen enerji üretmeye bak sen. Kara madenden parlak güzellikler üret. imanın varsa sen bir harikasın. imanın yoksa sen kendine bile bir tuzaksın. Üç gün çirkin ol, ebedî güzel kal. insanlar mezarlarda çürümek için yaratılmış cesetlere tapınsın varsın, sen ebedî cennetlere koş.
Küçülme, küçük kalmışlarla takılma.
Sana Rabbin yeter, kalbin seni ihya eder.
Dualar ederim sana, duanı da beklerim.
Selamünaleyküm.
Nureddin YILDIZ
--spoiler--