adam liseyi bitiriyor, öss.ye giriyor, kafasına göre bir eğitim fakültesi kazanıyor, okuyor, bitiriyor, hadi beni devlet atasın diyor. bu kıyak durum çok az bölümde var. sanırsın eğitim fakültesine girerken devlet bunlara taahhütte bulunuyor, adam eğitim fakültesine girince kendini devlet memuru oldum zannediyor, komünist ülkeyiz sanki. devlet o fakülteye zorla sokmuyor, taahhütte de bulunmuyor, orada sana sadece belli branşta öğretmenlik eğitimi veriyor, o mesleki niteliklerle ister kamuda ister özelde çalışırsın, ama nedir bu beni atamaya mecbur özgüveni, nereden geliyor. adam maliye bölümünü bitiriyor, maliye bakanlığı onu atıyor mu, o kişi illa kpss.ye giriyor, puanı yeterse belli kadroya yerleşiyor, ama hiç niye atanamıyor diye sokaklara dökülmüyor. öğretmenler bu hakkı nerden buluyor, kutsal meslek diye martaval okuyanlar çıkacaktır, ama daha ilk gün maaş hesabı yapmaya başlarlar, samimi olun, bir iş yapıyorsun ve karşılığında ücret alıyorsun, ders saatin belli, aldığın maaş belli, cumhuriyetni ilk yıllarında kaldı o kutsal meslek durumları, zaten tayinin doğuya çıksa, yerinde zıp zıp zıplıyorsun batıya gelmek için. her meslek kutsal, her meslek kritik, çöpçüler 1 ay grev yapsın mesela, onların bile değerini anlarız.
ama devletin bu işe bir çözüm bulması gerekir, her eğitim fakültesine kapak atan kişi, okulu bitirince benim atamam yapılsın diye sokaklara dökülmemeli, branşını adam gibi seçsin, okulunu zamanında bitirsin, kpss.den istediği puanı alsın atansın. buna kimsenin bişey dediği yok, ama bu tantana niye. atanamayan öğretmenler diye mağdurları oynuyorlar, sanki bu insanlara kesin atanacaksınız diye söz verilmiş, bunlar da okul okumuş, sonra açıkta kalmışlar.