Bununla birlikte şunu biliyoruz ki, kamulaştırma fikri, taraftarlarını çoğunlukla toplumsal dönüşüm esnasında, herkesin toplumsal meselelerle ilgilendiği, insanların tümünün okuyup, tartışarak faaliyetlerde bulunduğu ve özellikle de en açık ve temel fikirlerin kitleler içerisinde yayıldığı anda kazanacaktır. Özellikle bu coşku dolu süreçte, insanların zihinlerinin ivme kazanmış bir canlılıkla işlediği bu zamanlarda, şimdiden mevcut topluluklar tarafından yayılan anarşist fikri benimseyeceklerdir.
Ardından bugünün kayıtsız insanları bu yeni fikrin partizanları olacaklardır.
Oysa devrimden birkaç yıl önce Fransanın ne kadar acı bir manzara sunduğunu, krallığın ve feodalizmin ortadan kaldırılacağını düşleyen güçsüz azınlığı hatırlayın.
Etraflarına baktıklarında gördükleri derin bir umutsuzluk dönemin az sayıdaki gerçek devrimcisine ilham vermişti ve Camille Desmoulins haklıydı: Biz Cumhuriyetçiler 1789dan önce ancak bir düzineydik.
1788 yılı boyunca köylüler arasında yalnızca küçük ayaklanmalar vardı. Bugünün küçük ve kararsız grevleri gibi zaman zaman ortaya çıktılar ama yavaş yavaş yayıldılar, daha sonra uçsuz bucaksız, şiddetli ve bastırılması çok daha güç hale geldiler. Yaklaştığını sezdiğimiz devrim için de aynı şeyler gerçekleşecek Bugün güçsüz ama çoğalarak genel dışavurumlara ulaşan azınlıkların savunduğu anarşist komünizm fikri halk kitleleri arasında kendi yolunu bulacaktır.