misafirperver türkiye halkının linç etmek üzere köşeye kıstırdığı Suriyeli mülteci yüzler gözümün önünden gitmiyor. aralarında bacaklarına sarılmış, titreyen çocuklar var. dua ediyorlar ve gözleri öyle korkmuş öyle kocaman ki... bir siyaset, bir ideoloji, bir millete bir insan topluluğuna bu denli insanlığını unutturabiliyorsa yerin dibine batsın o. zavallı insanlar şimdi sokaklarda bu vahşi yığına kendilerini biraz olsun sevimli gösterebilmek için çiçek dağıtıyor. sırtlarında "teşekkürler türkiye" yazısıyla.
ne için teşekkür Türkiye'ye? açlıktan, ölümden, parça parça havaya savrulmaktan kaçarak geldiğiniz topraklarda her gün itin götüne sokulduğunuz, aşağılandığınız, hiçbir yerde istenmediğiniz, insan yerine koyulmadığınız, linç edilmeye çalışıldığınız için mi? sizi öldürmesinler, linç etmesinler, hiç değilse sokaklarda sürünmenize izin versinler diye mi? bu benim ülkem mi ya benim doğup büyüdüğüm ülkenin insanları mı bunlar?
bir savaşın tam ortasından kaçarak hiç bilmediğiniz topraklarda olanca masumiyetinizle köşeye kıstırılmış linç edilmeye çalışırken bulun kendinizi bir gün. bacaklarınıza çocuklar sarılmış olsun, onları da kendinizi de kollarınız bacaklarınız çekiştirile çekiştirile, beyninize tekmeler yiye yiye ölmekten nasıl kurtaracağınızı bilemeden korku içinde dualar mırıldanın elleriniz semada. her yere fazla gelin. hiç kimse hiçbir yere sığdırıp yakıştıramasın sizi. belki o zaman insanlığa dair biraz bir şeyler hatırlarsınız. amin.