üniversitede karşılaştım bunlarla. akyaka'da sahilde dolaşıyorum. bizin sınıftan bi kız vardı. mesaja attı:
tuğba: cahil nerdesin?
cp: sahildeyim dolaşıyorum.
tuğba: biz 10 dakikaya sahildeyiz!
biz? kız kafasına göre hareket eden plansız yaşayan biri. kafası esmiş arkadaşlarıyla gelmişler akyaka'ya. buyursunlar efendim.
bi baktım 3 kız var.
hep birlikte: selammmm!
cp: selam. hoşgeldiniz.
tuğba 2 kıza yöneldi. şöyle gezebilirsiniz diye. ben kaldım başbaşa tuğba ile.
kız çiftler sağa biz de tuğba ile sola doğru yöneldik. tuğba ilk dakikadan bombayı patlattı:
-o kızlar var ya, benim yakın arkadaşım ve lezbiyenler!
(yakın arkadaşlarının açığını 10 saniye geçmeden dışa vuran tuğba.. ah kızlar arasındaki bitmeyen rekabet, rekabet kurulunu bile dumura uğratır)
cp: e olsun hayırlısı olsun (iç ses: allah bir yastıkta kocatsın)
tuğba: yüzükleri de var hem de nişanlılar.
dedim ne oluyoruz kamera şakası herhalde. dakka bir gol 2. 2014 dünya kupasında bile brezilya, almanya'ya karşı bu kadar hızlı gol yemedi.
dolaştık tuğba ile. dedi 2 gün kalacağız burda apart ayarladık.
ben: akşam ne yapıyorsunuz bi planınız var mı peki?
tuğba: hmm yok ama kızlara sormam lazım.
tuğba da şımarık büyütülmüş bi kız. zamanında abisinin eşine iphone 5 alındı diye kendi telefonunu bozup eli ufak olmasına rağmen samsung galaxy note 2 aldırmış, arkadaşları bodrum'a gitti diye, fethiye'ye gidip check in yapıcam görcek onlar diyen bi kız. yaşı da pek de küçük olmamasına rağmen sürekli kızları arıyor ne yapıyorsunuz haber verin diye içten içe değil dışa doğru kıskançlığı rahatlıkla sezilebiliyor.
ben: yahu bırak ne yapıyorlarsa yapsınlar. yanımda telefonla ilgilenen biri olunca rahatsız oluyorum. hem zaten onlar sevgili değil mi neden aralarına giriyorsun kara kedi gibi?
tuğba: olsun merak ediyorum işte.
neyse güneş batmak üzere yemek yiyoruz. dedim kızlar bi planınız yoksa meyhaneye gidelim bugün cumartesi güzel olur fasıl falan.
lezbiyen çiftler birbirlerine baktı. birisi daha aktif tabi bunlardan. yani karar verme sürecinde daha dominant. l1 kodlu lezbiyenimiz olur dedi, l2 de teyit ederek fikirlerini bildirdiler. hani gay çiftlerde aktif pasif muhabbeti var ya onun gibi herhalde (burada aktif pasifi alan veren değil yöneten yönelen olarak değerlendiriyorum)..
akşam oldu geldik meyhaneye. rakılar fasıllar arnavut ciğerleri vesaire.. laf lafı açarken kadehler tokuşturulurken l1 dedi ki:
biz sevgiliyiz. bak hem de yüzüğümüz var. daha önce hiçbir erkeğe söylemedik sana güvendiğimiz için söyledik..
"Allah'ım senin rızân için oruç tuttum Sana inandım Sana güvendim, Senin rızkınla orucumu açıyorum"
dışardan bakınca hiç belli oluyor mu sence?
iç ses: siz önce lezbiyen olduğunuza kendinizi inandırın yahu. abla kardeşten öteye gidememişsiniz.
ben: yoo pek anlayamadım doğrusu.
l1: biz daha önce erkekler tanıdık ama bu şekilde hayatımızı devam ettirebileceğimizi düşündük.
l2 de kafasını sallayarak ve gülümseyerek onaylıyor.
iç ses: siz üniversite bitince ayrılırsınız. sen başka şehirde o başka şehirde. bi de nişanlı lezbiyen çift! ufkum 3'e 5'e katlandı yeminle!
l1:
erkekler, çok zahmetli. kıl tüy yün. biz 1.5 senedir çok iyi anlaşıyoruz. zaten aynı evde kalıyoruz ama ailemizin haberi yok. üniversite bitince söylicez! ayrıca üniversiteden de aramızdaki ilişkiyi söylediğimiz tek erkek sensin. nakarat: #sana inandım sana güvendim
l2 de söylediklerini onaylıyor. kızcağıza papaz büyüsü mü yaptılar, hipnozla telkin mi ettiler artık bilemedim.
l2 de gaza geldi ve l1'i, dudağından öptü. meyhanede öpüşen lezbiyen çift!
tuğba zaten normal karşılıyor tanıyor arkadaşlarını ama kıskanıyor arkadaşlıklarını..
kişisel gözlemlerim:
l1 laf arasında ailesel sorunları olduğunu söylemişti. akıllı bir kız haliyle de aklıyla l2'yi domine edebiliyor. önceden birkaç hayal kırıklığı yaşamış ve yönelimini hemcinsine saptırmış.
l2 ise saf ve tatlı bir kız ama l1'in dominantlığı, l2 yi esir almış ve gözlemlediğim kadarıyla, l1'in baskısı yüzünden, l2 artık özgür iradesini kullanamaz hale gelmiş. stockholm sendromu'na benziyor kabaca.
sanırım cinsel kimlik karmaşasının ufak bir zaaflığından yararlanıp l2'yi kafalamış görünüyor l1.
şöyle düşünün: üniversite zamanı özgür bırakılan ve de boşluğuna ya da lükse merak salan bir kız, yanlış yola sapabilir. üniversite hayatını lolitalık yaparak geçirebilir. lakin, 30'una merdiven dayadığında ya da karşısına, kızı adam edecek biri çıktığında kızın fabrika ayarlarına döndüğünü görürsünüz. mesele, özüne dönebilmesinde. neticede benim mantığım şuna inanır:
kadının kimyası teni dokusu, bir erkeğe göre tasarlanmıştır. ancak histeri etkisinden ya da geçmişte yaşadığı duygusal çatışmalardan dolayı yönelimi saptırmayla birlikte hemcinsine olmuş olabilir. bu etkende, cinsel kimliğinin belirginleşemeden arayış içerisine girmesi ya da kimliğinin geç belirmesinin de etken olduğunu düşünüyorum.
inançlara olduğu kadar, cinsel tercihlere de saygım var ama bu gördüğüm çift, ne birbirlerine yakışıyor, ne de lezbiyen çiftler gibi takılıyorlardı. abla kardeş, kanka gibi takılmaca, diğerinin aşağılık kompleksini ötekisinin baskısıyla güdüleme.. olay bildiğin psikolojik hikaye.
edit:
öncelikle bana gelen tepkiler, "sen güvenilmez birisin" tarzında oldu. nedeni ise şöyle:
lezbiyen olarak bahsettiğim l1 kodlu kızın, ilişkilerini bana anlatıp, sen, ilişkimizi bilen ilk erkeksin demesi ve bunu benim sözlüğe entry olarak yazmamdan ötürüymüş meğer(!)
zaten ben de dikkatlerini o tarafa kimler çekecek diye merak etmiştim ve sonuçlar beklediğim gibiydi.
öncelikle şunu söylemeliyim ki, o kızların bana güvendiği falan yok yok. ilişkilerini açıklamalarının sebebi, tuğba diye bahsettiğim kızın, arkadaşlarının ilişkilerini bana açıkladığı için, lezbiyen kızların da, durumlarını bana açıklamaları kısaca kendilerini baskı altında oldukların ötürü idi. bu tuzağa düşenler, kadınlar ya da lezbiyenler oldu zaten.
daha devamını da yazardım ama bütüne değil detaya baktığınız için hiçbir zaman ilerleme kaydedemeyeceksiniz bu bakış açısında.